Türkiye’nin ilk Covid-19 Takip Merkezi’ne başvuran hastaların ortak şikayeti ‘nefes darlığı’
SAĞLIK BAKANLIĞI, COVİD-19 GEÇİREN HASTALARIN SAĞLIK DURUMLARININ KONTROL VE TAKİBİ İÇİN ‘COVİD-19 TAKİP MERKEZLERİ’NİN İLKİNİ BAŞKENT’TE AÇMIŞTI. AÇILMASININ ÜZERİNDEN YAKLAŞIK 10 AYLIK BİR SÜRE GEÇEN MERKEZ İÇİN BAŞVURAN HASTALARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞUNUN ORTAK ŞİKAYETİ İSE NEFES DARLIĞI.
Sağlık Bakanlığının Covid-19 geçiren hastaların kontrol ve takibi için ilkini Ankara’da açtığı Covid-19 Takip Merkezi’ne yaklaşık 10 ayda başvuran hastaların büyük çoğunluğunun ortak şikayeti nefes darlığı oldu.
Başkent’te Sağlık Bilimleri Üniversitesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde kurulan Covid-19 Takip Merkezi, 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren hizmet vermeye başladı. Pilot uygulama olarak ilk kurulan merkezde yaklaşık 10 aylık süre boyunca yapılan çalışmalar hakkında İhlas Haber Ajansı muhabirine bilgi veren Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Covid-19 Takip Merkezi uzmanlarından Dr. Canan Emiroğlu, Covid-19 Takip Merkezi’ne başvuru yapan hastaların genelde en çok şikayette bulunduğu rahatsızlığın nefes darlığı olduğunu, bunu kas ve eklem ağrılarının, saç dökülmelerinin, tat ve koku kayıplarının, nörolojik, psikolojik ve dermatolojik birçok durumun takip ettiğini aktardı. Dr. Emiroğlu, “Aralık 2020 tarihinden itibaren biz Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Sağlık Bakanlığının pilot uygulama olarak başlatması ile biz de göreve başladık. O tarihten itibaren Covid-19 nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören hastaları değerlendirmeye aldık. Bu hastalarımız ilk gelişlerinden itibaren 1 ay, 3 ay ve 6 ay sonra, tekrar ikinci 6 ay şeklinde 2 yıllık bir tedavi süreleri planlanıyor. Bu aralık ayı itibarıyla birinci yıl yani 5 vizitelik tedavileri tamamlanmış olacak” ifadelerini kullandı.
“Gelenlerin büyük bir kısmının semptomlarında düzelmeler fark ediyoruz”
Merkezlere tedavi amaçlı başvurunun tamamen gönüllülük esaslı olduğuna dikkat çeken Dr. Emiroğlu, “Katılım oldukça iyi, gönüllülük esasına göre geldikleri için biz randevu verip davet ediyoruz. Yaklaşık üçte ikisi bizim kayıtlarımıza göre kesin olarak devam ediyor. Üçte biri de muhtemelen iyileştikleri ve şikayetleri fazla kalmadığı için gelmemeyi tercih ediyor. Gelenlerin büyük bir kısmının semptomlarında düzelmeler fark ediyoruz. En başta geldikleri zaman özellikle solunum yolu, akciğer tutulumuna bağlı Covid-19 pnömonisi (zatürre) nedeniyle hastanede yatarak tedavi gören hastalar nefes darlığı şikayetiyle çok başvuruyorlardı. Yürürken, evde en basit işlerini yaparken dahi eskisi gibi olmadıklarını ifade ediyorlardı. Daha sonraki kontrollerinde özellikle 6’ncı aydan sonra bu şikayetlerin oldukça azaldığını fark ediyoruz. Diğer şikayetler de aynı şekilde. Eklem ağrıları, yorgunluk, kas ağrıları, baş ağrıları, saç dökülmeleri, tat-koku alma bozuklukları; bunların zaman içerisinde bir kısmı tamamen kayboluyor, bir kısmı da azalarak devam ediyor. Bu arada değişik sık görülmeyen bazı ilginç şikayetleri olan hastalarımız olabiliyor. Ya da farklı sırt ağrısı ile gelen, pulmoner emboli tanısı koyduğumuz birkaç hastamıza da denk geldik. Tabii istisnai durumlar da olabiliyor” şeklinde konuştu.
“Yatan hastalarda en baskın şikayet nefes darlığı”
Bu merkezlere Covid-19 hastalığı nedeniyle yatarak tedavi gören hastaların kendileri tarafından davet edildiğini ve gelen hastaların tüm kontrollerinin düzenli olarak takip edildiğini aktaran Emiroğlu, “Yatan hastalarda en baskın şikayet nefes darlığı. Akciğer tutulumu olduğu için pnömoni geçirenlerin hemen hepsinde bu durum az ya da çok var. Tabi kronik hastalığı olan, geçmişte diyabeti, KOAH, astım gibi kronik hastalığı olan hastalarda nefes darlıkları zaten mevcut olduğu için bir de üstüne Covid eklendiğinde bu hastalarımızın bir kısmı ilk dönemlerde tekerlekli sandalyeler iler gelenler var aralarında. Oksijen satürasyonları düşük olup oksijen tüpleri kucaklarında gelerek destek tedavileri alanlar da var. Bu grup hastalar daha istisna ama normal hiçbir ek hastalığı olmaksızın gelen hastalarda da bu şikayetler; özellikle nefes darlığı, halsizlik, kas ve eklem ağrıları ön planda. Tabi bizim hasta grubumuzun da yaş ortalaması yaşlı bir grup. Genç hastalarımız da vardı ama onlar biraz daha hafif atlatıyor ve sayıları az” diye konuştu.
“Aşağı yukarı tüm branşlara danıştık”
Covid-19 hastalığının her kişide farklı etkiler bırakabildiğine dikkat çeken Emiroğlu, multidisipliner bir yaklaşım içerisinde olduklarını vurgulayarak, “İlgili branşlara danışıyoruz. Çünkü hastaların birçok problemleri oluyor. Örneğin hastaların gözle ilgili, nörolojik ya da cilt problemleri de olabiliyor. Burada nefes darlığı nedeniyle en sık göndermek durumunda olduğumuz bölüm göğüs hastalıkları oldu. Bir o kadar da yaş grubu itibariyle kardiyolojiye gönderdik. Antikor testlerini de kan olarak incelediğimizde hastada herhangi bir şikayet olmamasına rağmen zeminde bir takım immünolojik problemler olduğunu fark ettiğimiz gruplar var. Bunlar da yine romatolojiye, bir o kadar hastanede yoğun bakımda, serviste alışık olmadık şekilde yatıp çıkan hastalarda psikolojik yakınmalar var. Aynı şekilde böyle olduğunda psikiyatriye de konsülte ettik ve etmeye devam ediyoruz. Aşağı yukarı tüm branşlara danıştık” açıklamasında bulundu.
“Bu imkanı değerlendirmelerini isterim”
Buraya gelen hastaların tamamen gönüllülük esasına göre başvuru yaptığını ve düzenli takip sonucunda sağlıklarına hızla kavuştuklarını belirten Emiroğlu, şunları kaydetti:
“Yatarak tedavi gören, belli yaşın üzerinde ve kronik rahatsızlıkları olanların bu takip merkezlerinde en azından bir kontrol amaçlı da çok kolay ulaşabileceklerini, çok kolay randevu alabileceklerini ve burada diğer polikliniklere göre daha uzun ve itinalı bir muayene alabileceklerini bilsinler. Yanlış anlaşılmasın her yerde mutlaka herkes itina ile muayene ediyordur. Ama bizim aldığımız hasta sayısı ve ayırdığımız zaman açısından, daha avantajlı bir konumdayız. O yüzden daha fazla zaman ayırabiliyoruz bu hastalarımıza ve konsültasyonlarını yine detayı bir şekilde yapabiliyoruz. Bu imkanı değerlendirmelerini isterim. En azından şikayetleri az bile olsa bir kontrol olmuş olurlar.”
Emiroğlu ayrıca, Covid-19 aşılarının faydasına da dikkat çekerek, “Aşılar konusuna ben de değinmek istiyorum. Bize gelen hastaların şuan takiplerinde gördüğümüz kadarıyla geçirenler son derece hassas bu konuda ve duyarlı. Aşılarını da oldular. Antikor seviyelerini de takip ediyor, çok iyi çıkıyor. O yüzden gençler ve yeni geçirmekte olanlar ya da hiç geçirmemiş olanlar aşılarını olursa toplum olarak rahata ve eski günlerimize kavuşabileceğimizi umuyorum” dedi.
Komplikasyonları en az 2 yıl boyunca takip edilecek
Merkezde Covid-19 geçirmiş hastaların varsa hastalığa bağlı komplikasyonları en az iki yıl boyunca takip edilecek ve olası sağlık sorunlarına erken müdahale edilecek. Aynı zamanda bu hastalığa yönelik sağlık hizmet kalitesini artırmak için belirlenecek yeni politikalara yönelik çalışmalar yürütülecek. Merkezlerde bilimsel araştırmalara zemin oluşturacak yeni yöntemler de geliştirilecek.
Merkez tamamen gönüllülük esasına göre davet usulüyle çalışıyor. Covid-19 geçirmiş vatandaşlar aranarak merkeze davet ediliyor ve randevu oluşturuluyor. Kişinin sağlık durumu değerlendirilerek, gerek duyulması halinde ilgili uzmanlık alanlarına da yönlendirmeleri yapılıyor. Böylece Covid-19’un uzun dönemli etkileri yakından takip edilerek olası sağlık sorunlarının önüne geçilmiş oluyor.