“Sağlık Turizmi Türkiye’de çok önemli bir ivme kazandı”
KORONAVİRÜS SÜRECİNDE SAĞLIK TURİZMİ HAKKINDA BİLGİLENDİRMELERDE BULUNAN ESTE NOVE HAİR TRANSPLANT CLİNİC’İN KURUCU ORTAĞI MURAT ALSAÇ, “SAĞLIK TURİZMİ TÜRKİYE’DE ÇOK ÖNEMLİ BİR İVME KAZANDI. AYLIK KAPASİTEMİZİN 6 KAT ÜZERİ BEKLEYEN REZERVASYONUMUZ VAR” DEDİ.
Koronavirüs sürecinde sağlık turizmi hakkında bilgilendirmelerde bulunan Este Nove Hair Transplant Clinic’in Kurucu Ortağı Murat Alsaç, “Sağlık Turizmi Türkiye’de çok önemli bir ivme kazandı. Aylık kapasitemizin 6 kat üzeri bekleyen rezervasyonumuz var” dedi.
Son yıllarda özellikle saç ekimi dolayısıyla Türkiye’de sağlık turizminde olumlu gelişmeler yaşanıyor. Koronavirüs ile birlikte tüm sektörler gibi sağlık turizmi de bu anlamda belli bir sürece girdi. Konuyla alakalı değerlendirmelerde bulunan Este Nove Hair Transplant Clinic’in Kurucu Ortağı Murat Alsaç öncelikli olarak pandemi dönemi öncesi ve sonrası için sağlık turizmi hakkında şu şekilde konuştu;
“Tabi ki sağlık turizmi Türkiye’de çok önemli bir ivme yakaladı. Burada birçok önemli faktör var. Hastanelerimizin fiziksel kapasiteleri Avrupa’nın birçok ülkesine göre çok daha iyi durumda. Yetkinliği yüksek sağlık personel sayımızın da bir hayli fazla olması bize çok önemli avantajlar kazandırdı. Tabi ki, turizm ülkesi olmamız ve organizasyon gücümüzü yüksek olması gibi nedenler de hasta memnuniyetimizin artmasında önemli rol oynadı. Ayrıca devletin hizmet ihracatına verdiği teşvikleri saymadan olmaz. Bu destekler yerli firmalarımızın uluslararası rekabette bir adım önde olmasına olanak sağladı. Pandemi öncesi döneme baktığımızda yılda yüzde 20-30 arasında büyüyen bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Tabi ki pandemi döneminde Mart-Haziran arası uçuş yasakları nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi gelen yolcu sayısı ciddi anlamda durma noktasına geldi. Daha sonrasında biriken talep, pandemi hızının yavaşlamasıyla yaz aylarında etkisini göstermeye başladı. Tabi ki uluslararası uçuşlara ve havalimanı trafiklerine bakarsak dünya genelinde yüzde 50 bir azalma var. Sağlık turizmi sektörü de bundan nasibini almış durumda. Ancak aşılanma sürecini bitirdiğimizde Türkiye olarak sağlık turizminde çok daha güçleneceğimize inanıyoruz. Bu alanda büyümeyi başaran firmalar yaralarını çok kolay telafi ettiler. Gün geçtikçe biriken bir talep var.”
“Sınırlar açıldığında en az 1 yıl hastane ve klinikler kapasite üzerinde çalışacak”
Covid-19’un Türkiye’deki sağlık turizmine etkilerinin daha ne kadar süreceği noktasında da tahminlerini paylaşan Murat Alsaç, “Sayın Sağlık Bakanımız Dr. Fahrettin Koca’nın açıkladığı aşı takvim planına göre Haziran veya Temmuz ayları gibi aşılanmanın büyük bir ölçüde tamamlanması bekleniyor. Burada sektörün önünü açacak en önemli nokta ülkelerin uyguladıkları karantina önlemleri. Bizim de güvenilir ülke olmamızla birlikte ülkelerin uyguladığı karantina gerekliliklerini hızlıca kaldıracaklarına inanıyoruz. Size şöyle bir örnek vermek isterim. Aylık kapasitemizin 6 kat üzerinde bekleyen rezervasyonumuz mevcut. Bunlar şuan sadece kararını vermiş ileri zamanlı rezervasyonlarını onaylamış hastalar. Bu rakamların içinde planlama yapan hastalar henüz dahil değil. Sınırların tamamen açıldığı bir dönemde, Türkiye’deki hastane ve klinikler en az 1 yıl boyunca kapasite üzerinde çalışacaklardır. Artık dijital ortamda gerçekleşen toplantılar ve 1 yıldan fazladır ayna karşısında geçirdiğimiz süre insanların estetik ihtiyaçlarını çok ciddi oranda arttırdığına bize gelen taleplerden görebiliyoruz. Hastalarımızdan gelen ortak mesaj ‘Ah şu pandemi bir bitse’ şeklinde” ifadelerini kullandı.
“Ucuz olduğu için değil başarı oranı yüksek olduğu için öne geçme vakti”
Pandemi süreci dolayısıyla yaşanan olumsuzluklara rağmen sektörün olumsuz bir etki ile karşılaşmadığına aksine önümüzdeki dönemlerde çok daha ileri bir noktaya taşınacağını da söyleyen Alsaç, “Bunun en önemli nedenlerinden birisi biraz önce de söylediğim gibi insanların kendilerini normalden fazla görmelerinden kaynaklı olan estetik kaygılarının artmış olmaları. Aslında şu anda burada göremediğimiz ikincil bir etken var. Uluslararası birçok hastane mevcut hastalarına dijital hizmet vermeye başladı. Amerika’da bile yaşasanız, doktorunuzu görüntülü arayıp bilgi almak artık pandemi öncesi döneme göre çok daha normal. Yurtdışından gelen hastaların yaşadığı en büyük kaygı ‘başıma bir şey gelirse nasıl önlem alacağım?’. Şu an artık daha iyi biliyoruz ki sağlık yönlendirmelerini doğru alabilmek için fiziksel olarak hastaneyi ziyaret etmemize gerek yok. Doktorlarımız ve operasyon sonrası medikal destek ekibimiz 7/24 hastalarımızla iletişim halinde. Bu hizmeti hastalarımızın kendi ülkelerinde dahi almalarına imkân yok. Bu bizim aslında sloganımız. ‘Size komşularınızdan daha yakınız’. Tabi ki burada fiziksel olarak komşulardan bahsediyoruz. Bunu da söyleme nedenimiz acil durumlarda tek bir tuşa basarak bize ulaşabilmeleri. Biz hastaların pandemi sonrasında iletişimin önemini çok daha iyi anladıklarına inanıyorum. Şu ana kadar sağlık hizmetinin ucuz olduğu için seyahat edilen ülkeler arasındaydık. Bu algı çıkan iş kalitesiyle 1-2 yılda değişmeye başladı. Önümüzde çok daha uzun bir yol ve vatandaş olarak sorumluluklarımız var. Ucuz olduğu için değil başarı oranı yüksek olduğu için öne geçme vakti. Aslında yolun çok daha başındayız. Sağlık teknolojileri alanında da bu gelişmeyi yakalar ve ilerletirsek, hedeflerimize kolaylıkla ulaşabileceğimize inanıyoruz” dedi.
“Devlet teşvikleri altın tepside sunulmuş bir fırsat”
Bu süreçte devlet desteğinin ekonomik anlamda kendilerini rahatlattığını ifade eden Alsaç, normalde de verilen teşvikleri altın tepside sunulmuş bir fırsat olarak nitelendirerek, ”Tabi ki de devletten tam kapanma dönemlerinde KÇÖ desteği aldık. Elimizde olmayan sebeplerden dolayı yurtdışı faaliyetlerimize ara vermek zorunda kalmıştık. Bu bizi bir hayli rahatlattı. Aslında bizi derken çalışanlarımızı kastetmek istedim. Tam kapanma dönemlerinde dahi devlet aldığımız desteklerin üzerini tamamlayarak çalışanlarımız gelir kaybı yaşamasının önüne geçtik. Devlet desteklerini konusuna gelecek olursak buraya özellikle bir vurgu yapmak istiyorum. Hizmet ihracatına yönelik devlet teşvikleri çok ciddi düzeylerde. Birçok ülkenin hizmet ihracatı teşviklerini araştırma fırsatı buldum. Bu alanda en büyük teşvikleri veren ülkelerden biriyiz. Yurtdışı ofis kurumları, acente ödemeleri, uçak bileti ve reklam giderlerinin yüzde 60’ına kadar karşılıyorlar. Bu uluslararası markalaşma yolculuğunda bir adım öne çıkmak isteyen firmalar için altın tepside sunulmuş bir fırsat. Bu teşvikleri çok verimli değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Pandemi dönemi sonrasında da sektöre özel uygun faiz ve teminat oranları düşük krediler sağlanarak fiziksel kapasite yatırımlarımızın arttırılmasının sağlanması önemli. Şu an ki faiz oranlarımız firmaların yatırım yapmalarında önemli bir engel. Aynı zamanda ülkeye ciddi bir döviz girişi sağladığı için faiz-enflasyon dengesini bozmadan katkı sağlayacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Alınan önlemler sonucu memnuniyetler arttı”
Son olarak da hastalardan alınan geri dönüş bazında korona öncesi ve sonrası değişim olup olmadığına değinen Murat Alsaç, “Öncelikli olarak hasta memnuniyeti firmamızın en önemli önceliği diyebilirim. Este Nove olarak hasta geri bildirimlerine yönelik sürekli geliştirmeler ve iyileştirmeler yapmaktayız. Hastalarımıza hep mevcut bulunduğunuz ortamdan daha güvenli bir ortam sağlayacağımızın sözünü veriyoruz. Aslında hastalarımızın kendileri için alabileceği en gerekli önlem Türkiye’ye yolculukları sırasında maske, mesafe ve hijyen konularına dikkat etmeleri. Türkiye’nin artık uçuşlarda negatif PCR testi sonucu istemesi gelen yolcular için güven sağlamakta etkili oldu. Düşenseniz bir ortama giriyorsunuz ve herkesin test sonucu negatif. Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Salgın riski minimize olmuş durumda. Tabi ki transfer araçlarımız her yolcu için özel dezenfekte ediliyor. Otel odalarımızda aynı şekilde. Doktorlarımız zaten dönemin başından beri yüksek korumalı elbiselerle çalışıyorlar. Bugüne kadar hastalarımızda pozitif vakaya rastlamadık. Bu da çok ilginç. Herkes rahatlıkla ülkesine dönebildi. Bu da aslında korona önlemlerine ne kadar önem verdiğimizin bir göstergesi. Tabi sokaklarda herkesin maske takması, toplu alanların düşük kapasite ile çalışması özellikle Amerika, İngiltere ve İspanya gibi ülkelerden gelen hastalarımızda önemli takdir toplamakta. Yani bu yüzden hasta memnuniyeti de arttı diyebiliriz” diyerek sözlerini sonlandırdı.