ADÜ’de uygulanan özel yöntem ile sağlığına kavuştu
AYDIN’DA YAŞAYAN VE YAKALANDIĞI MEME KANSERİ NEDENİYLE 2019 YILINDA AMELİYAT OLAN 36 YAŞINDAKİ BURCU KUŞAKSIZ’IN HASTALIĞI GEÇTİĞİMİZ YIL YENİDEN NÜKSEDEREK LEĞEN KEMİĞİNE SIÇRADI. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ (ADÜ) UYGULAMA VE ARAŞTIRMA HASTANESİ’NDE ‘RADYOFREKANS ABLASYON’ ADI VERİLEN ÖZEL BİR YÖNTEMLE AMELİYAT EDİLEN KUŞAKSIZ, BU YÖNTEM SAYESİNDE SAĞLIĞINA KAVUŞTU.
Aydın’da yaşayan ve yakalandığı meme kanseri nedeniyle 2019 yılında ameliyat olan 36 yaşındaki Burcu Kuşaksız, geçtiğimiz yıl yeniden nüksederek leğen kemiğine sıçrayan hastalığını, Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde ’radyofrekans ablasyon’ adı verilen özel bir yöntemle yendi.
ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde başarılı operasyonlara bir yenisi daha eklendi. 2018 yılında 2 çocuk annesi Burcu Kuşaksız’a meme kanseri teşhisi kondu. 2019 yılında geçirdiği ameliyat sonrası iyileşen Kuşaksız, bir yıl sonra leğen kemiğinde oluşan ağrı nedeniyle ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne başvurdu. Burada yapılan inceleme neticesinde hastalığının nüksettiğini öğrenen Kuşaksız ’radyofrekans ablasyon’ adı verilen özel bir yöntem ile tedavi edildi. Bu yöntem sayesinde anestezi, radyoloji ve ortopedi uzmanları tarafından ortak olarak kesisiz, kapalı ve kemik kaybı olmadan ameliyat edilen Kuşaksız, açık ameliyata göre hem hızlı şekilde iyileşti hem de kanserden kurtuldu.
’Radyofrekans ablasyon’ yöntemi ile sağlığına kavuştu
Ameliyatı gerçekleştiren Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Ferit Tufan Özgezmez, ’radyofrekans ablasyon’ ile daha konforlu bir ameliyat gerçekleştirildiğini ifade ederek, “Hastamız bize geldiğinde, leğen kemiğinde iki odakta lezyon vardı. Bu lezyonların sebebi, bize başvurmadan 3 yıl önce bir meme kanseri öyküsü nedeniyle tedavi görmesi ve o tedavi sonrasında her şey yolunda giderken 2020 yılında kemiğin iki bölgesinde bir metastaz tespit edilmesiydi. Biz bu metastazların tedavi etmek amacı ile radyofrekans ablasyon denilen özel bir teknik uyguladık. Her ikisini normal klasik yöntemlerle tedavi etmeye çalışsak iki bölgesinde kemik eksikliklerine sebep olacaktık. Bunun rutin olarak yaptığımız ameliyatlardan farkı, kapalı olarak yapılması. Sadece tümörü olduğu yerde doğru hedefleyerek, doğru yerde yakarak yok edebilen bir tedavi. Bu tekniğin en önemli avantajı büyük bir ameliyat yerine, hastayı kemik kaybından, dikişten ve yara izinden kurtarması. Bu yöntemle yaptığımız tedavi sayesinde her iki bölgedeki kemikler çıkartılmamış oldu. Operasyonun üzerinden bir yıl geçmesine rağmen çok şükür ters giden bir durum yok. Tümör hala orda ölü bir şekilde ve yeni bir tümör gelişimi yok” dedi.
“Hastalar çok çabuk iyileşiyor”
Bu yöntemle tedavi edilen hastaların hızlı şekilde iyileştiğini kaydeden Özgezmez, “Bu ameliyattan sonra dikkat edecekleri herhangi bir uyarıda da bulunmuyoruz. Çünkü açık bir ameliyat değil. Bu nedenle hastanın ağrısının izin verdiği kadar biz de hareket etmesine izin veriyoruz. Bu genelde hastaların kendilerini test ederek bir iki gün biraz kollayarak, ağrısı geçtikçe aktivitelerini arttırıyor. İlk gün kalkıp yürüyen hastamıza da ’yürüme, hareket etme’ demiyoruz” diye konuştu.
7 yıldır ADÜ’de uygulanıyor
Radyoferanks ablasyon tekniğinin 7 yıldır ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde uygulandığını kaydeden Dr. Özgezmez, “Bu ameliyatın gerek duyulduğu hasta sayısı çok fazla değil. Bu nedenle bu ameliyata ihtiyaç duyan hastaların bir merkeze toplanarak operasyonların orada gerçekleştirilmesi daha mantıklı bir durum. Bu tedavi Ege Bölgesi’nde en çok ve düzenli olarak sadece Adnan Menderes Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanıyor. Vaka bazlı tek tek uygulayan hastaneler olsa da, biz 7 yıldır rutin olarak bu gerekliliğe ihtiyaç duyan her hastaya bu işlemi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ameliyat sonrası kimseye muhtaç olmadan iyileştim”
Ameliyat öncesi büyük kaygılarının olduğunu ancak ameliyat sonrası zorlanmadan iyileştiğini söyleyen Burcu Kuşaksız, “Ameliyat öncesinde uzun süre yürüyememe, başkasına muhtaç olma gibi düşünceler beni çok geriyordu. Ama işlemden sonra ben evime kendim kalkıp yürüyerek gittim. Eve geçtiğimde de yine çok rahattım. Tamamen birine muhtaç kalma gibi bir durumum olmadı. O bölgeyi kollayarak kendi işimi kendim görebildim. İyileşme sürecim de çok hızlı oldu. Başkalarından yardım almadan bunu atlatmak beni çok mutlu etti. Çok çabuk ayağa kalkmak güzel bir durumdu. Kendime bu hastalığı kondurmadım. Bende kanser var değil de bana kanser teşhisi koydular düşüncesindeydim. Hayatıma devam ettim, hiçbir zaman hayattan kopmadım. Neşe ve sosyallik anlamında kaybım olmadı, kendime yeni hobiler edindim. Hayatın ve canımın değerini daha iyi anladım. Allah kimsenin başına vermesin ama bazı şeylerin kıymetini bilmek için, kötü şeyler de yaşamak gerekiyor. Bu hastalık benim için hayatı daha iyi anlamı sağladı” diye konuşarak operasyonu gerçekleştiren tüm ekibe teşekkür etti.
ADÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Gülnur Taşçı Bozbaş da, hastane olarak hastalara böyle bir hizmet vermekten dolayı gurur duyduklarını belirterek şöyle konuştu:
“Bu işin organize edilme süreci oldukça emek isteyen bir süreç. Bu bağlamda Ferit hocama teşekkür ediyorum. Bu hastalar ameliyathaneye girip, o koşullarda operasyonları gerçekleştirilmiyor. Bildiğiniz tomografi cihazı altında operasyonu gerçekleştiriliyor. Ortopedi, anestezi ve radyoloji hekimlerimizin birlikte koordineli şekilde çalışması sonucunda ortaya çıkan bir işlem. Tüm hocalarımızın ellerine sağlık. Hastanemizin Ege Bölgesi’ne hizmet veren bir merkez olması açısından çok gurur duyuyorum. Ferit hocam gibi işini severek yapan hocalarımızın sayısı hiç az değil, başarılarına başarı katan ve hastanemizde görev yapan tüm öğretim üyelerimiz ile gurur duyuyoruz. Çok güzel işler işler yapıyorlar, bölgemize çok güzel hizmetler veriyorlar. Daha iyi olması için de herkesin elinden gelen tüm çabayı sarf ettiğinin de farkındayız.”