Soylu: “Toplumsal olaylara müdahale son 5 yılda yüzde 3.2’den,0.6’ya düştü”
ANTALYA’DA DÜZENLENEN EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ GÜVENLİK DAİRE BAŞKANLIĞI YILLIK DEĞERLENDİRME TOPLANTISI İÇİŞLERİ BAKANI SÜLEYMAN SOYLU, DÜNYADA SON 4 YILDA GERÇEKLEŞEN VE KATILIMCI SAYISI 200 BİN İLE 2 MİLYON KİŞİ ARASINDA GERÇEKLEŞEN EN BÜYÜK 20 PROTESTO GÖSTERİSİNİN 10’U ABD VE AB ÜLKELERİNDE GERÇEKLEŞTİ. TÜRKİYE’DE DURUM NEDİR. 2016 İLE 2021 ARASINDA MÜDAHALE TÜRKİYE’DE TOPLUMSAL OLAYLARA VE GÖSTERİLERE YÜZDE 3.2’DEN YÜZDE 0.6’YA DÜŞTÜ” DEDİ.
Antalya’da düzenlenen Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik Daire Başkanlığı Yıllık Değerlendirme Toplantısı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Dünyada son 4 yılda gerçekleşen ve katılımcı sayısı 200 bin ile 2 milyon kişi arasında gerçekleşen en büyük 20 protesto gösterisinin 10’u ABD ve AB ülkelerinde gerçekleşti. Türkiye’de durum nedir. 2016 ile 2021 arasında müdahale Türkiye’de toplumsal olaylara ve gösterilere yüzde 3.2’den yüzde 0.6’ya düştü” dedi.
Bakan Soylu, Kemer ilçesinde bir otelde düzenlenen Güvenlik, Spor, Çevik Kuvvet ve Hazır Kuvvet Müdürlükleri Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Bakan Soylu, Arnavutluk ziyareti vesilesiyle bir arada olduğu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve başarı dileklerini katılımcılara iletti.
Bakan Soylu, her pazartesi yaptıkları güvenlik ve istihbarat toplantıları hariç, İçişleri Bakanlığı görevi süresince, konusu güvenlik olan, en az 100’ün üzerinde toplantıya katıldığını hatırlattı.
Türkiye’de ve dünyada bu konuda yoğun bir gündem olduğunun altını çizen Bakan Soylu, “ Ülkemizde de, dünyada da bu konuda yoğun bir gündem var. Sayısız makale ve yayın üretiliyor. Üniversitelerde bölümler açılıyor. Elbette ki bu gayret sebepsiz değildir. Çünkü dünyada güvenlik açısından kaygı veren bir gidişat var. Henüz daha ilk çeyreği tamamlanmadan, aslında sadece 2010’dan itibaren yaşanan gelişmelerden dolayı, 21. yüzyılın tamamının “güvenlik yüzyılı” olarak tarif edilip edilemeyeceği tartışılıyor. Amerika, iki Körfez Savaşında da, çok kısa bir sürede Irak güçlerine karşı üstünlük sağladı. Ama ayni ülke, silahlı küçük gruplara karşı yıllardır Irak’ta tam istikrarsızlığında sebebi oldu. Suriye’de herhangi bir yetkinlik elde edemedi; Afganistan’dan apar topar kaçarken uçak fotoğrafı belki de dünya tarihine bir ülke içerisinde, bir güçlü ülkenin nasıl başarısız olabileceğinin fotoğrafı olarak kaydedildi” diye konuştu.
“Yanı başımızda iki devlet otoritesini yok etti”
ABD Senatosu’ndaki işgali hatırlatan Bakan Soylu, “Bunlar 19. ve 20. yüzyılın fotoğrafları ve olayları değil bunlar 21. asırda henüz bir iki yıl içinde dahi gördüğümüz gerçekleşen olaylar. Batılı büyük devletler artık terör örgütlerinin, devlet dışı aktörlerin oyun kitabını okuyor. Bilerek veya bilmeyerek onların yöntemlerini kullanıyor. Rakiplerini dize getirmek için klasik savaşlara girmek yerine milislere sponsor oluyor, eğitim veriyor, siber milisler aracılığıyla darbeleri teşvik edip, ırkçılığı ateşliyor, bazen de siyasi suikastler organize ediyor. Öte yandan devlet dışı aktörler ve terör örgütleri; devletler gibi davranmaya çalışıyor. Kendi alanlarında vergi koymaya kalkıyorlar, mahkemeler kuruyorlar, sivil yönetişim yapıları kuruyorlar, uluslararası alanda petrol ticareti yapıyorlar ve devletleşmeye çalışıyorlar. Bu örgütlerden sadece iki tanesi, PYD, YPG ve DEAŞ ve yanı başımızdaki iki devlette, Suriye ve Irak’ta, devlet otoritesini yok etti” dedi.
Soylu, daha da kötüsü, küresel sistem denilen ve aslında BM gibi, NATO gibi, AB gibi uluslararası büyük kuruluşlar nezdinde vücut bulan sistemin bu tabloyla ilgili hiçbir vizyon ortaya koymadığını, rehberlik gösteremediğini, çözüm üretemediğini sadece seyrettiğini dile getirdi.
“Küresel liderlere ulaşılmıyor”
Küresel sistemin son 30 yılda 4 tane kırılma yaşadığını aktaran Bakan Süleyman Soylu, “Birincisi soğuk savaşın bitmesiydi ki aslında halen devam ettiği tartışılıyor, ikincisi 11 Eylül saldırılarıydı, üçüncüsü 2008 küresel ekonomik kriziydi ve dördüncüsü de Arap baharıydı. Bu 4 kırılmayı da küresel sistem seyretti. Ve bu kırılmalar, bugün bizi 4 krizle karşı karşıya bıraktı. Göç krizi, Avrupa’da bunların hangi toplumsal olaylara sebebiyet verdiğini takip ediyoruz. Ekonomik kriz, enerji krizi ve doğrudan bu kırılmalarla ilgisi olmasa bile, bütün dünyanın iki yılı aşkın süredir yaşadığı pandemi yani salgın krizi. Ülkeler, küresel sistemin ürettiği bu kırılmalarla, ve krizlerle, yerel düzeyde tamamen yalnız bırakılmıştır. Büyük devletlere bakıyorsunuz, teknolojik deyimle ifade edeyim, “aradığınız büyük devlete ulaşılamıyor”. Küresel aktörlere bakıyorsunuz; “aradığınız küresel liderliğe ulaşılamıyor”. Dolayısıyla bütün bu tabloyu topladığınızda, 21. Yüzyılın kalanına ait bir projeksiyon oluşturmak, Maalesef zorlaşıyor” ifadelerine yer verdi.
“En önemli rota üzerindeyiz”
Türkiye’nin tarif etmeye çalıştığı küresel güvenlik tablosunun, salgın hariç, hemen hemen tüm çatışma alanının ortasında olduğuna dikkat çeken Bakan Soylu, terörden göçe kadar ülke olarak tüm yansımalarına maruz kaldıklarını belirtti. İstikrarı bozulan iki devletle komşu olduklarını işaret eden Bakan Soylu, “Dün Arnavutluk’taydık. Geçen hafta yine Karadeniz’den komşu olan Romanya İçişleri Bakanı ile bir görüşme yaptım. Güvenlik üreten hangi ülke var onu sormak isterim. Güvenlik açısından kritik bir coğrafyada yaşadığımızı bir o kadarda kıymetli coğrafyada yaşadığımızı hatırlatmak isterim. Afganistan’dan, İran’dan, Pakistan’dan, Orta Asya’dan gelen göçün rotası üstündeyiz; aynı şekilde küresel uyuşturucu ticaretinin en önemli rotalarının birinin üstündeyiz; üç tarafımız denizlerle çevrili, bu alanı göçmen kaçakçılığı, sınır aşan suçlar ve diğer kaçakçılık açısından kontrol etmek zorundayız. Dışarıda PKK’nın şubesi YPG, DEAŞ, içeride yine DEAŞ ve PKK, buna ilaveten FETÖ ve sol terör örgütleri ile mücadele halindeyiz. Bu küresel terör örgütlerinden DEAŞ ve PKK uyuşturucu ve göç işinde ortak çalışıyor. Yerel olarak çıkardıkları petrolün transferi ve kullanımı noktasında da ortak çalışıyorlar” dedi.
“58 bin afet konutunun 40 binini bitirdik”
“Kimse kusura bakmasın, bırakın yönetmeyi, bu tabloya karşı ayakta kalmak bile, takdir edilmesi gereken bir başarıdır” diyen Bakan Soylu, “ Oysa biz ayakta kalmanın da ötesine geçtik. Bizim avantajımız, kendi büyük devlet geleneğimizin gücüne ve bu coğrafyanın problemlerine aşina oluşumuz, ayrıca 21. yüzyılın başından itibaren güçlü bir liderlikle, bu liderliğin ortaya koyduğu stratejik bir akılla, yüksek bir kapasite oluşturabilmiş olmamızdı. Arnavutluk’ta bir deprem oldu Türkiye’de de son iki yıldır üst üste afetlerle karşı karşıyayız. Polis Arama Kurtarma(PAK) kuruldu. Aynı zamanda bu tip afetlerle ilgili de olan bölgede mobil aşevi vasıtasıyla her türlü desteğin ve hizmetin içinde oldu. İki yıldır şuana kadar sade 2 yıllık afetlerde 58 bin konut yaptık afet konutu. Bunun yaklaşık 40 binini bitirdik. Arnavutluk’ta da deprem oldu, orada Cumhurbaşkanımızın talimatları çerçevesinde ticari alanlar hariç 522 konut yapıldı. Kısa süre öncede pandemi döneminde hastane yapıldı. Ülkemizin gücünü, küresel güçlerin beceriksizliği, yalnız bıraktığı, vizyonsuzluğu ve rehber üretme yoksunluğuna düşmeden, etrafımızdaki coğrafyanın güvenlik yüklerine düşmeden etrafımızdaki ülkelere karşı karşıya kaldığı sıkıntılarda elini uzatan güçlü bir devletiz. Sorumluluklarımız büyük. BU tabloda hem ayakta kalmanız hem kendimizi geliştirdiğimizi ifade etmek istiyorum. Hazır kuvvet bu zor tablonun içinden çıkardığımız bir yeniliktir. PAK’ta bu zor tablodan çıkarıldı. Atlı birlikler resmedilmek için vardı şimdi Türkiye’nin her yerine yaygınlaştırmaya çalıştığımız yeniliktir. Bu zor dönemde elde ettiğimiz kapasite bizi önümüzdeki dönemde çok daha güçlü kılacaktır, rahat ettirecektir. Milletin huzur ve sükunu noktasında emin bir noktaya taşıyacaktır” dedi.
“Toplumsal olaylara müdahale yüzde 3.2’den, 0.6’ya düştü”
Bağımsız bir araştırma kuruluşunun verileri paylaşan Bakan Soylu, “ Dünyada son 4 yılda gerçekleşen ve katılımcı sayısı 200 bin ile 2 milyon kişi arasında gerçekleşen en büyük 20 protesto gösterisinin 10’u ABD ve AB ülkelerinde gerçekleşti. Türkiye’de durum nedir. 2015 ile 2020 arasında müdahale Türkiye’de toplumsal olaylara ve gösterilere yüzde 3.2’den yüzde 0.6’ya düştü. Bu kendiliğinden olan bir şey değil. Aynı periyotta 2016 ile 2020 yılları arasında toplumsal olaylarda görev alacak 106 bin personelimize, toplam 30 farklı konuda eğitim verdik. 2015 yılından bugüne kadar 932 müzakereci yetiştirdik ve alanda aktif olarak görev almasını sağladık. Müzakere esaslı bir müdahaleyi sergilemektir. Dünyayı ve ülkemizdeki gelişmeleri takip ediyor, analiz yapıyor ve adımlarımızı atıyoruz. Müzakereci eğitimi düşündük ki pandemi ve pandemiden sonraki süreçte toplumsal olaylarda dünyada da bir hareketlenme söz konusu olabilir. Bizim yapmamız gereken toplumsal olaylara sert müdahale değil, mümkün olduğunca müzakere esaslı bir müdahaleyi ortaya koyabilecek bir yaklaşım sergilemektir. Türkiye’de kanun dışı gösterilerde dahil olmak üzere bu tip olayların tamamının yüzde 60’ını herhangi bir olay çıkmadan müzakere yaparak sonlandırıldı. Çok önemli bir gelişmedir” dedi.
Soylu, Ankara ve İstanbul’da, Takviye Hazır Kuvvet Müdürlükleri kurarak bu alanda hem kapasiteyi hem uzmanlığı arttırma yoluna gittiklerini, 2018 yılında Ankara, 2020 yılında da İstanbul’da Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüklerinin kurulduğunu kaydetti.
“Dünyada parmakla gösteriliyor”
Her iki birimin bugüne kadar toplam 10 milyon kişinin katıldığı tam 717 etkinlikte görev aldığının altını çizen Bakan Soylu, “ Bunların içinde geniş katılımlı mitingler, spor müsabakaları, devlet büyüklerimizin katıldığı programlar vardı ve bu programlarda herhangi bir güvenlik sorunu yaşanmadan, bu arkadaşlarımız görevlerini hakkıyla yerine getirdiler. Bu örneklerle, yani toplumsal olaylara müdahale ve takviye hazır kuvvet birimlerimizin başarısıyla ilgili verdiğim rakamlarla ifade etmek istediğim şudur. Dünyada yükselen bir güvenlikçi anlayış olmasına rağmen, Türkiye’nin bu güvenlik problemlerine en yakın temas eden ülkelerden biri olmasına rağmen, özgürlük alanını kısıtlayan bir anlayış ortaya koymadık ve koymuyoruz. Güvenliği, özgürlük alanının korunması çerçevesinden ele aldık ve burada hiçbir istismara, hiçbir zafiyete müsaade etmedik. Bunun başarılı olup olmadığından şüpheye düşen varsa, Avrupa’da yaşanan terör saldırılarından sonra yaşananlara lütfen bir baksın. Veya oradaki toplumsal olaylara müdahalenin orantılı ve orantısızlığına baksın. Eleştirmek kolaydır, söz söylemek kolaydır, çamur atmak kolaydır. Özellikle meslek gruplarını itibarsız hale getirebilmek için kara çalmak kolaydır. Türk polisi gurur duyuyorum ki dünyada parmakla gösterilmektedir. Gelişebileceğimiz, eksik olduğumuz yerler var mı, vardır. Dünyada hangi ülkeyle temas edersek edelim özellikle toplumsal olaylara müdahale konusunda eğitim talebi olmayan ülke şuanda yok. Geçmişten gelen brikim ve tecrübe ve yetkinliğimiz son dönemde ortaya koyduğumuz gelişmeyi izliyor ve takip ediyorlar” açıklamasını yaptı.
“Bu kurumları yıpratmayalım”
Bakan Soylu, Londra ve diğer ülkelerin başkentlerin meydanlarında özel harekatçıların, ağır makineli silahlarla nöbet tutmaya başladığını ve insanların korkudan metrolara giremediğini de hatırlattı. Kimsenin bu teşkilata, bu ülkenin güvenlik güçlerine, kolluk birimlerine, polisine, jandarmasına, sahil güvenliğine haksızlık etmemesini isteyen Bakan Süleyman Soylu, “Siyaset yapın, yapılsın ama bu çocuklar bizim çocuklarımız, evlatlarımız fedakarca bir çalışma içindeler. Bu kurumlar, bizim köklü devlet geleneğimizin parçası, iki asra yakın mazileri olan kurumlardır. Kapasite açısından dünyada kolay kolay benzerini bulamayacağınız kurumlardır. Bu birikim kolay elde edilmiyor. Onun için, lütfen bu kurumları, günlük tartışmaların içine çekip yıpratmayalım” dedi.
“Marjinal grup olaylarından örnek”
Konuşmasına bir örnekle devam eden Bakan Soylu, “ Şimdi bir gösteri yapılıyor, burada bu gösteriye müdahale edilmesin, kullanılsın bulunduğu yerde yapsınlar. Sonra grubun içindeki ana parça ayrılıyor gidiyor. İçerdeki marjinal grup kalıyor veya bırakıyorlar. Sonra bizim arkadaşlarımızı marjinal grup zorlamaya başlıyor. Marjinal grup zorluyor sonra ertesi gün birkaç tane gazetenin başlığında o grubun tamamının fotoğrafı gösteriliyor, ardında marjinal grupla polis arasındaki daha önce müzakere yapılmış defalarca konuşulmuş, bir olaydan sonra eğer bir yerde yürümeye izin verilmiyorsa, yasaklanmışsa, polis müsaade etmiyor, sonra polisin müdahalesiyle şöyle böyle oldu diye bir değerlendirme yapılıyor. Sonra ortalıkta görünmüyorlar. Bunların yaptığı doğru değildir diyemiyorlar. Çünkü oraya gelirken de beraberler, sonrasında da beraberlik ortaya koyuyorlar. Tek bir arzuları var, her marjinal grubun tek bir arzuları var. Yaptıkları eylemin yada ortaya koydukları ertesi gün gazetelerde, bizim açımızdan olumsuz, kendileri açısından olumlu yer almasını sağlayacak bir düşünce içindeler. Bir insan kendi ülkesine bunu yapar mı? Sabırlı olacağız. Kötücü yaklaşımlarına karşı bir fırsat vermeyeceğiz” diye konuştu.
“Dönüp baktık biz ne yapıyoruz diye”
İstanbul Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü’nü kurarken ortaya atılan iddiaları unutmadıklarını hatırlatan Bakan Soylu, “ Neler söylediler. Hiç olmayan bir şey yapıyormuşuz gibi partilerin genel başkanları, yardımcıları, milletvekilleri aman Allah’ım dönüp baktık biz ne yapıyoruz diye. Tamamen güvenlik için özellikle hem tedbir alabilmek hem toplumsal olaylarda bir takım mitinglerde, devlet büyüklerinin yaptığı organizasyonlarda, sendikaların yaptığı organizasyonlarda arama ve tarama dahil olmak üzere hem yerel ekiplere yardımcı olmak, profosyonelliğin getirdiği rahatlığı vatandaşlara getirebilmek açısından bir kolluk kurduk. Dünyanın en gizli kurumunu kurmuşuz haberimiz yok bu işten siyasi rant devşirmeye çalışanların haberleri varmış. Bekçilerimiz üzerinden yürütülmüş tartışmaları unutmuş değiliz. Kamu kurumuna sizmiş teröristleri savundukları kadar, KHKK’lıları savundukları kadar, bizim gece gündüz sokakları arşınlayan, nöbet tutan, hırsızın uğursuzun, uyuşturucu satıcısının peşinde koşan bekçimizi, polisimizi, jandarmamızı, denizlerde sabahlayan leventlerimizi savunmadılar, sahiplenmediler. Sahiplenmeyeceklerde, sahiplenmezler de. Ama günü gelince seçimler yaklaşınca riyakarlıkları da yüzlerinden akıyor. Oysa, vatandaşımızın cani-mali nerede tehlike yaşıyorsa, Bu kahramanlar orada” ifadelerini kullandı. Soylu, polis ve jandarmanın kurduğu birimlerin Antalya, Muğla orman yangınlarında, Rize, Artvin ve Kastamonu sel afetlerinde, 749 vatandaşın arama kurtarma tahliyesini gerçekleştirdiğini kaydetti.
“Dilleri tutulacak”
Birilerinin klavye başından felaket tellallığı yaparken sahada olduklarını dile getiren Bakan Soylu, “ Öte yandan, bizim polisimiz Hem başka ülkelerin polisine eğitim veriyor, hem de yurtdışında önemli görevler üstleniyorlar. Yangın depremde afetlerde gördük. Kimin aklına gelecek ki TOMA’ sıra sıra dizilecekler ve yangın söndürecekler. TOMA’lar ve TOMA üzerinden hakaret yağdıranlar polisimizin ortaya koyduğu can siparane mücadeleyi görünce dilleri tutulacak. Onun için biz görevimize, milletin huzuru ve sükunetini sağlamak için aynı şekilde devam edeceğiz” dedi.
“Katar’da 3 bin 250 polis görev yapacak”
Macaristan’da, polislerin Dostluk Yolu Projesi kapsamında göreve başladığını kaydeden Bakan Soylu, “Daha önce Sırbistan’da yaptık. Şimdi de Katar’da 2022 FİFA Dünya Futbol Şampiyonasında bizim polisimiz güvenliği sağlayacak. 3 bin çevik kuvvet ve takviye hazır kuvvet personeli, 100 özel harekat personeli, 50 bomba arama köpeği ve idarecisi, 30 çevik kuvvet köpeği ve idarecisi, 50 bomba uzmanı ve diğer koordinatör personel olmak üzere toplam 3 bin 250 personelimiz, 2022 yılı kasım ve aralık aylarında yaklaşık 45 gün Katar’da geçici olarak görev yapacaklar. Dünyanın her yerinden bir milyonun üzerinde taraftarın gelmesinin beklendiği bir organizasyonda, güvenliği bizim arkadaşlarımız sağlayacaklar. Ayrıca 677 katarlı güvenlik personeline 38 farklı alanda eğitim verdik. Bu tercih, bu güven, sadece iki ülke ilişkileriyle açıklanabilecek bir şey değildir. Bunların da ötesinde bir kurumsal kapasitenin, köklü bir kurumsal birikimin ve başarı çizgisinin getirisidir” ifadelerine yer verdi. Bakan Soylu, spor müsabakalarında da bir dizi güvenlik önlemi aldıklarını belirterek risk derecelendirmesi yaptıklarını ve tüm müsabakaları a-b-c risk kategorilerine diye ayırdıklarını ifade etti.
“2’ye düştü”
Spor polisine yoğun eğitimler verdiklerini aktaran Soylu, bu sayede tüm branşlarda olaylı müsabaka sayısı 2017-2018 sezonunda 53’iken, 2018-2019 sezonunda 33’e, 2019-2020 sezonunda 15’e ve 2020-2021 sezonunda 2’ye düştüğünün altını çizdi.
“95 bin ihbar ve şikayet aldık
Kolluk Gözetim Komisyonu kurduklarını ve bütün şikayetleri incelediklerinin altını çizen Bakan Soylu, “ 2020 ve 2021 yıllarında toplam 95 bin ihbar ve şikayet aldık. 67 bin dosyanın incelemesini tamamladık, diğerlerinin işlemleri devam ediyor. İşimizde samimi ve dikkatliyiz” dedi.
“Özgürlük alanını korumalıyız”
Hareket noktalarının özgürlük alanını korumak olduğuna değinen Bakan Soylu, “ Bu bakışı ne olursa olsun kaybedemeyiz. Öte yandan, teşkilatımızdan ricam, hizmet içi eğitimleri, hem nitelik hem de nicelik olarak arttırmanın peşinde olmamız lazım. Verdiğimiz her bir saatlik eğitimin karşılığını, performans artışı olarak kat kat alıyoruz. Uzun yıllardır terörle Amerika’nın Batı’nın kışkırttığı olaylarla Türkiye’nin fay hatlarını tetiklemek isteyenlerin koymuş olduğu kötü niyetleri olmak üzere bir çok meseleyle karşı karşıya kaldınız. Karşınızdakilerin ne yapmak istediğini, yaptığı davranışlarından çok daha rahat anlayabilecek kapasitedesiniz. Müzakereyi en iyi siz biliyorsunuz” açıklamalarında bulundu.