Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Genç teğmenlerimizle beraber yarınlara yürüyoruz”
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, “BİZ BU REFORMU YAPTIĞIMIZDA BİRİLERİ ‘TÜRK ORDUSUNUN DAMARINI KESİYORSUNUZ’ DİYEREK TEZVİRAT PEŞİNDE KOŞUYORDU. BUGÜN GÖRÜYORUZ Kİ, BIRAKINIZ TÜRK ORDUSUNUN DAMARLARININ KESİLMESİNİ, ARTIK ÇOK DAHA GÜÇLÜ, ÇOK DAHA KABİLİYETLİ, ÇOK DAHA DONANIMLI BİR ASKERİ EĞİTİM ÖĞRETİM SİSTEMİNE SAHİBİZ” DEDİ.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Biz bu reformu yaptığımızda birileri ‘Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz’ diyerek tezvirat peşinde koşuyordu. Bugün görüyoruz ki, bırakınız Türk ordusunun damarlarının kesilmesini, artık çok daha güçlü, çok daha kabiliyetli, çok daha donanımlı bir askeri eğitim öğretim sistemine sahibiz” dedi.
Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu’nda diploma ve sancak devir teslim törenine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından TSK’da eğitim kurumlarını da içeren kapsamlı bir reform gerçekleştirdiklerini belirterek, o dönemde ‘Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz’ diyenlere cevap verdi. Kara Harp Okulu’ndaki eğitimlerini tamamlayarak mezun olan Türk ve misafir öğrencileri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlatarak, “Ülkemiz bundan 5 yıl önce tarihimizin en alçak, en hain darbe girişimine şahit olmuştu. Ordumuzun içindeki bir grup FETÖ ihanet çetesi mensubunun başlattığı 15 Temmuz darbe girişimini milletimizle beraber günün ilk ışıkları ile birlikte kati bir şekilde başarısızlığa uğrattık. Bu şanlı mücadelede 183 vatandaşımız ve 63 polisimizle birlikte 5 askerimizi de şehit verdik. Aynı şekilde FETÖ’cülere karşı çarpışan 43 askerimiz de gazilikle şereflendi. Darbe girişiminin ardından FETÖ ihanet çetesi ile irtibatı olan yaklaşık 21 bin TSK mensubunun ordumuzla ilişiğini kestik. Darbe girişimine bilfiil karışan veya örgütle iltisaklı 4 bin 723 ordu mensubu halen cezaevinde bulunmaktadır. Bu darbe girişiminin ardından TSK’da eğitim kurumlarını da içeren kapsamlı bir reform gerçekleştirdik. Darbe zihniyetinin kirlettiği askeri okulların tamamını kapattık. TSK’nın ihtiyaç duyduğu personeli yetiştiren harp okullarını, yüksekokulları, enstitüleri Milli Savunma Üniversitemizin bünyesinde tekrar kurduk. Askeri eğitimi üniversitemizde tek çatı altında toplayarak kurumsal bütünlüğü sağladık” diye konuştu.
“Sayı bakımından 15 Temmuz’daki kayıplarımızı fazlasıyla telafi etmiş durumdayız”
TSK’da eğitim kurumlarını da içeren kapsamlı reformlar yapılırken yapılan eleştirilere cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli Savunma Üniversitemizin faaliyete geçtiğinde birinci sınıfta eğitime başlayan öğrencilerimiz işte bugün mezun oldu. Biz bu reformu yaptığımızda birileri ‘Türk ordusunun damarını kesiyorsunuz’ diyerek tezvirat peşinde koşuyordu. Bugün görüyoruz ki, bırakınız Türk ordusunun damarlarının kesilmesini, artık çok daha güçlü, çok daha kabiliyetli, çok daha donanımlı bir askeri eğitim öğretim sistemine sahibiz. Müfredatından araç gerecine kadar her alanda çağın ihtiyaçlarına göre askeri personel yetiştiren bir eğitim öğretim kurumumuz var. Mesela, Milli Savunma Üniversitemizin kuruluşuyla birlikte öğrencilerimiz İngilizce yanında Fransızca, Rusça, Farsça, Arapça ve bu yıldan itibaren Yunanca hazırlık eğitimi almaya başladılar. Sonuçta ortaya şu rakamlarla teyit olacağı üzere gerçekten hepimizin iftihar etmesi gereken bir başarı öyküsü çıktı; ilk etapta ara sınıflara öğrenci alım yoluyla TSK’nın personel temininde herhangi bir kesintiye meydan verilmemiştir. Bu yıl itibarıyla da tüm sınıflar üniversitemizde eğitimlerini tamamlamaya başlamıştır. Milli Savunma Üniversitemiz 2020-2021 eğitim öğretim yılında 15 bin 501’i Türk, 947’si 20 ayrı ülkeden misafir olmak üzere toplam 16 bin 448 öğrenci ve kursiyere eğitim öğretim vermiştir. Bugüne kadar üniversitenin verdiği mezun sayısı misafirlerle birlikte 23 bin 433’ü bulmuştur. Bir başka ifade ile sayı bakımından 15 Temmuz’daki kayıplarımızı fazlasıyla telafi etmiş durumdayız. Bugün ordumuzda teğmen, üsteğmen, astsubay kadrolarında binlerce Milli Savunma Üniversitesi mezunu görev yapmaktadır. Salgın döneminde yüz yüze eğitime ara vermeyen, gece gündüz programını uygulayarak faaliyetlerini sürdüren tek eğitim kurumu Milli Savunma Üniversitemizdir. Gereken sağlık tedbirlerinin hepsini alarak, öğrenci ve personelinin aşılanmasında yüzde 99’un üzerinde bir orana ulaşan üniversitemiz bu bakımdan örnek bir kurum haline dönüşmüştür. Netice itibarıyla bugün üniversitemize bağlı harp okullarımızdan bin 351’i Türk, 101’i misafir olmak üzere toplam bin 452 öğrencinin mezuniyetinin sevincini hep birlikte yaşıyoruz. Mutluyuz, memnunuz Allah’a hamdolsun. Geç teğmenlerimizle beraber yarınlara yürüyoruz. Libya’da, Azerbaycan’da yürüyoruz, yürümeye devam ediyoruz. Bugün Kara Harp Okulumuzun yarın da İstanbul’da Deniz ve Hava Harp Okullarımızın mezuniyet törenlerinde bu sevinci öğrencilerimiz ve aileleriyle paylaşıyoruz. Az önce devasa bir Milli Savunma, öbür tarafta Genelkurmay, kuvvet komutanlıklarımızın merkezi yerleşkesinin temelini attık. 19 Mayıs 2023’te de inşallah açılışını yapacağız. Dünyada eşi benzeri olmayan böyle bir muhteşem eser ancak Türkiye’ye yakışır, ancak sizlere bizlere yakışır. Astsubay meslek yüksekokullarımızın bu yılki mezun sayısı da 2 bin 254 kişidir. Kurmay eğitimleri de aynı şekilde kesintisiz devam etmiş, ordumuzun her seviyedeki personelinin eğitim ihtiyacı karşılanmıştır. Dünyada böylesine büyük bir sarsıntıya maruz kalıp da bu kadar kısa sürede eskisinden daha başaralı bir sistemi hayata geçirebilmiş bir başka ülke bulunduğunu sanmıyorum. Umuyoruz, ‘harp okullarımızın kapandığı, askeri eğitimin bitirildiği’ yalanını söyleyenler bugünkü manzara karşısında biraz mahcup olurlar” şeklinde konuştu.
“Artık kendimiz yapıyoruz, birilerinden istemiyoruz”
15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye ve Türk milleti için pek çok hayırlı gelişmenin kapısını araladığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimiz, ‘sizin hayır gördüklerinizde şer, şer gördüklerinizde hayır olmalı’ buyuruyor. Türkiye’nin son dönemde yaşadığı her hadise gibi 15 Temmuz darbe girişimi de ülkemiz ve milletimiz için pek çok hayırlı gelişmenin kapısını aralamıştır. Sadece orduda değil, yargıdan diplomasiye kadar pek çok kritik kurumda benzer süreçleri işleterek yerli ve milli donanımlarla egemenliğimizi tahkim ettik. Artık İHA’larımız semalarımızda uçuyor, SİHA’larımız semalarımızda uçuyor, TİHA’larımız semalarımızda uçuyor. Artık bunları biz yapıyoruz, birilerinden dilenmiyoruz. Ülkemizi daha güçlü, daha kararlı, daha özgüvenli hale getirerek şehitlerimizin kanlarının, gazilerimizin fedakarlıklarının boşa gitmemesini sağladık. Terörle mücadelemizden sınır ötesi harekatlarımıza, siyasi ve ekonomik işleyişin daha sağlıklı bir yapıya kavuşmasına kadar her alanda bunun etkilerini görüyoruz. Elbette her büyük değişim, her büyük reform gibi bu sürecin de sancıları olmuştur. Ama milletimiz şundan emin olsun, atılan her adım, yapılan her tasarruf, geliştirilen her politika, hayata geçirilen her uygulama daha güçlü, daha güvenli, daha huzurlu, daha müreffeh bir Türkiye içindir. Biz gerektiğinde ‘kan kusup kızılcık şerbeti içtik’ diyecek dirayete sahip bir milletiz. Yaşadığımız her sıkıntının, ödediğimiz her bedelin önünü arkasını gayet iyi biliyoruz. Ülkemiz ve milletimiz için daha iyisini, daha hayırlısını, daha güvenlisini temin etmek amacıyla hepsine göğüs gerdik, germeyi sürdürüyoruz. Günü birlik çıkarlar, kısır siyasi hesaplar, kirli pazarlıklar uğruna bu kutlu ülkenin ve necip milletin geleceğini tehdit altına sokmayı asla düşünmedik, düşünmeyiz. Milletimiz bizim bu hasbi niyetimizi bildiği için girdiğimiz her mücadelede 15 Temmuz’da da sonrasında da hep yanımızda oldu. İnşallah 2023 hedeflerimize yine milletimizle birlikte ulaşacağız, milletimizin bağrından çıkan TSK, tıpkı son dönemdeki terörle mücadele operasyonlarında ve sınır ötesi görevlerinde olduğu gibi önümüzdeki dönemde de ülkesine en üst seviye hizmet etmeyi sürdürecektir. Bu ordunun milletin ordusuna dair hala şüphesi olan varsa ona da yapacak bir şeyimiz bulunmuyor. Biz Türkiye’yi, örnekleri giderek çoğalan istikrarsız, güvenliksiz, kırılgan, her türlü müdahaleye açık bir ülke haline getirme gayretleri kuranların heveslerini kursaklarında bırakmaya devam edeceğiz. Milli iradenin temsilcisi olan Meclis’i ve Cumhurbaşkanı ile bakanlıklarıyla, TSK başta olmak üzere tüm kurumlarıyla ülkemizi büyütmek, güçlendirmek, geliştirmek için daha çok çalışacağız. Ordusu işgal edilmeyen, devşirilmeyen, çökertilmeyen bir ülkenin topraklarının da işgal edilemeyeceği inancıyla askerimizle, eğitimiyle, donanımıyla teknolojisiyle, vizyonuyla daha çok güçleneceğiz. Başka bir vatanımız, devletimiz, sığınağımız olmadığının bilinciyle hedeflerimize ulaşana kadar durmayacağız, her engeli aşıp geçeceğiz. Mevlana’nın dediği gibi bir ayağımızı Anadolu’ya sıkı sıkıya basacak, diğeri ile siyasi ve ekonomik vizyonumuzun gerektirdiği her yeri dolaşacak, her gönle dokunacağız. Kendi vatandaşlarımızın haklarını, hukuklarını, güvenliklerini, çıkarlarını sonuna kadar savunurken mazlumlara ve mağdurlara da asla sırtımızı dönmeyeceğiz. Çünkü bizim devletimiz kendi insanımızın mücadelesi yanında dört bir yanımızdaki mazlumların duasıyla kurulmuş, yaşadığı badireleri de aynı şekilde atlatmıştır. Biz buna tüm kalbimizle inanıyoruz. Balkanlar’dan Afrika’ya kadar gittiğimiz her yerde bu gerçeğin somut emareleri ile karşılaşıyoruz. Her kim ‘sizin şurada ne iyiniz var’ diyorsa bilin ki, şayet cahil veya mazur değilse art niyetlidir, kötü niyetlidir, karanlık hesapların temsilcisidir. Şartlar bazen gönlünüzdekini tam olarak yapmanıza imkan vermeyebilir. Ama ilk fırsatta medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların gereğini yerine getirmekten kaçınmayız. Arkamızda koskoca bir ümmetin duası, yanımızda şu büyük milletin desteği, önümüzde şu kahraman ordunun gücü olduğu müddetçe Allah’ın izni ile hiçbir mücadeleden kaçmayız, kaçmayacağız” ifadelerini kullandı.