AK Parti Ankara Milletvekili Arslan: “Koltuklarından 15 Temmuz’u izleyenler kar felaketini balıkçıda seyreder”
AK PARTİ ANKARA MİLLETVEKİLİ ALİ İHSAN ARSLAN
AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, İstanbul’daki kar yağışının ardından “Konforlu koltuklarından 15 Temmuz’u izleyenler, elbette kar felaketini, insanının yaşadığı rezilliği de balıkçıda yemek yiyerek keyifle seyreder” dedi.
AK Parti Ankara Milletvekili Ali İhsan Arslan, İstanbul’daki yoğun kar yağışının ardından şehirde yaşanan aksaklıklara çalışmayan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin neden olduğunu belirterek, “Konforlu koltuklarından 15 Temmuz’u izleyenler, elbette kar felaketini, insanının yaşadığı rezilliği de balıkçıda yemek yiyerek keyifle seyreder” dedi.
Arslan, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, dünyanın iki yıldır doğal hadiselerle boğuştuğuna işaret ederek, Sibirya ve Kanada gibi kutba yakın bölgelerde aşırı ısınmaların yaşandığını, kuraklığın yeryüzünde pek çok bölgede tarım ürünlerini vurduğunu söyledi.
Amerika’dan Avustralya’ya, Türkiye’de de Akdeniz bölgesinde orman yangınlarının meydana geldiğini anımsatan Arslan, Türkiye’nin güneyinde orman yangınları yaşanırken, kuzeyinde sel felaketleri olduğunu, denizlerde de müsilaj hadisesinin yaşandığını kaydetti.
“Hükümetimiz müsilajı kısa zamanda temizledi. Orman yangınlarını söndürdü, kısa zamanda zararları gidermeyi de başardı” diyen Ali İhsan Arslan, yeni ağaçların dikildiğini, yangınlardan ve sellerde zarar gören vatandaşların kayıplarının da telafi edildiğini anlattı.
Milletvekili Arslan, “Doğa ekstremleriyle insanları teslim almaya çalışıyor. İnsanlar da ellerindeki imkanlarla, hayatlarını sürdürmeye çabalıyor. Devlet kurumlarının, belediyelerin, kamunun varlığı son teknoloji araçlarıyla insanların gündelik hayatlarını rahatça devam ettirmeleri içindir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de sert bir kış mevsimi yaşandığına dikkati çeken Arslan, kar yağışının barajlara ve tarım ürünlerine faydası olacağını ancak diğer taraftan metropollerde, büyükşehirlerde, özellikle ticaretin, gündelik hayatın ve trafiğin yoğun kar yağışı nedeniyle durma noktasına geldiğine işaret etti.
Meteorolojinin şehirlere ne kadar yağışın düşeceğiyle ilgili tahminlerini son derece net rakamlarla açıkladığına değinen Ali İhsan Arslan, kamu kurumları ile belediyelerin iş ve işlemlerinde, meteorolojik tahminleri mutlaka gözetmek mecburiyeti olduğuna vurgu yaptı.
Çiftçi, denizci, muhtelif sektörlerin hava olaylarının seyrine göre ikaz edildiğini hatırlatan Arslan, “Ama bakıyorsunuz, dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi neredeyse ayakta uyuyor. Bu nedenledir ki İstanbul, hava tahminlerinden adeta hiç haberi yokmuş gibi, afete hazırlıksız yakalanıyor. Bunu anlayabilmek, anlayışla karşılayabilmek hakikaten mümkün değil” notunu düştü.
“İstanbul gibi güzide bir dünya şehri, bu sahipsizliği asla hak etmiyor”
İstanbul’da insanların neredeyse 24 saat yollarda mahsur kaldığını, Asya-Avrupa arasındaki transit yolların kapandığını resmen kapandığı aktaran Milletvekili Arslan, “Afete, doğanın gücüne insanoğlu karşı gelemez, bunun bilincindeyiz. Fakat hiç mi hazırlık yapılmaz. Hiç mi tuz dökülmez. Hiç mi karla mücadele araçları belli noktalara yerleştirilmez. İstanbul gibi güzide bir dünya şehri, hakikaten bu aymazlığı, bu sahipsizliği asla hak etmiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Ali İhsan Arslan, muhalefet partilerine geçen büyükşehirlerin büyük bölümünün adeta kendi kaderine terk edilmiş durumda olduğunu ifade ederek, “Başta İstanbul’un belediye başkanı olmak üzere bazı büyük şehir belediye başkanları, siyasi ikballerini düşünmekten, muhalefetin Cumhurbaşkanı adaylığına hazırlanmaktan asli vazifelerini yerine getirmiyor. Basiret, feraset, akıl muhalefet belediyelerinden çıkmış gitmiş. İhtiras, aç gözlülük, şahsi ikbal gözlerini kör etmiş. İstanbullu kardeşlerimiz, böyle bir ihmali, böyle bir kötü yönetimi asla hak etmiyor” cümlelerine yer verdi.
“Sorun çıktığında CHP’liler sıvışır”
İstanbul’da tarihin en büyük afetlerinden biri yaşanırken şehrin belediye başkanının İngiltere büyükelçisiyle yemeğe gittiğini hatırlatan Arslan, şöyle devam etti:
“Gidebilir. Belediye başkanı bir elçiyle yemek de yiyebilir elbet. Ama günler öncesinden gelen bir afet ikazı varsa görevinizin başında olmalısınız. Kaldı ki bu, o zatın ilk vakası da değil. Sel oluyor, kar fırtınası oluyor belediye başkanını ara ki yerin yerinde bulasın. Üzerine vazife olmayan işlerin peşinde şehir şehir geziyor. CHP belediyeciliği işte hep böyle kendi işini yapma, milleti mağdur et; ama seni ilgilendirmeyen konularda ise durmadan ahkam kes, ona buna laf yetiştir. Bu tür insanlara şunu sormak lazım: Şimdi şehrinizin, işinizin başında olmayacaksınız da ne zaman olacaksınız? Sorunsuz günlerde Tam da CHP zihniyeti bu. Sorun çıktığında CHP’liler sıvışır, iktidar ortalığı düzelttiğinde kahraman edasında, mangalda kül bırakmayacak şekilde konuşmaya başlarlar. Bunlar güzel günler siyasetçisi Bunların işi gücü laf kalabalığı Konforlu koltuklarından 15 Temmuz’u izleyenler, elbette kar felaketini, insanının yaşadığı rezilliği de balıkçıda yemek yiyerek keyifle seyreder. Tabi, felaketten o kadar habersiz de değiller. Kendi geçtikleri yerlerin karla mücadele aracıyla temizlenmesini örgütleyebilmişler.”
Milletvekili Arslan, hizmet, kalkınma ve büyümenin CHP zihniyetinin işi olmadığını vurgulayarak, “Hizmet AK Parti’nin işi. Hizmet, AK Parti belediyeciliğinin adı” dedi.
AK Parti belediyelerinin bulunduğu yerlerde dile getirdiği hezimetlere, mahrumiyetlere, skandallara rastlanılmayacağını anlatan Arslan, “Çünkü bizim belediye başkanlarımızın timsali Cumhurbaşkanımızdır. Cumhurbaşkanımızın halkın içinden gelen, sokağın nabzını tutan, sorunlarını bizzat takip eden siyaset anlayışını belediyelerimiz aynen uyguluyor. Yılların tecrübesiyle, birikimiyle aklını, gönlünü yalnız milletine vererek siyaset yapıyoruz, hizmet götürüyoruz” ifadesini kullandı.
Arslan, AK Parti’nin kar yağmadan sokakları arşınlayan, hazırlıklarını yapan, sosyal yardımlarla şehirleri güzelleştiren, şehri yaşayan, şehri iliklerine kadar hisseden bir belediyecilik anlayışına sahip olduğunu aktardı.
“Siyaset akıl işi, fikir işi”
Milletin belediyelerde ve iktidarda yapılanları taktir ettiği için tüm seçimlerde AK Parti’ye destek verdiğini dile getiren Arslan, “Şanlıurfa’da belediyeyi kazanması halinde elektriği bedava vereceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, İstanbul’un, Ankara’nın halini bir görsün. Gerçekçi olmayan vaatlerle milletin aklını çeleceğini zannediyorlar. Bu millet, kimin gerçekten çalıştığını, kimin sahnelere oynadığını çok iyi görüyor, biliyor, yaşıyor. İş yapmadığı halde çalışıyor propagandası yapanların foyası gün geçtikçe çıkıyor. Siyaset akıl işi, fikir işi” vurgusunda bulundu.
Türkiye’nin önünde çok büyük yollar, çok büyük fırsatlar bulunduğunun altını çizen Milletvekili Arslan, “Küresel siyasette taşlar yerinden oynar, yeni dengeler kurulurken bu akıldan ve izandan yoksun, sorumsuz siyasetçilerin Türkiye’yi yönetmeye talip olması bizim için zul’dür” sözlerine yer verdi.
Arslan, 2023 seçimlerinin Türkiye için ciddi bir dönüm noktasını oluşturduğuna dikkati çekerek, “Dünya siyasetinde, küresel ekonomide kutup başlarından biri olmaya aday Türkiye için Cumhurbaşkanımızın, AK Partili belediyelerin, AK kadroların ne kadar büyük bir avantaj olduğunu milletimiz görüyor, takdir ediyor” değerlendirmesinde bulundu.
“Biz, düşüncelerimiz için çok cezalandırıldık”
Türkiye’de artık marazi hale gelen bir Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı bulunduğuna işaret eden Ali İhsan Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Geçtiğimiz hafta bir kadın gazeteci Cumhurbaşkanımıza ağır bir hakarette bulundu. Bırakın Cumhurbaşkanını, sıradan bir insana bile bu sözleri söyleyemezsiniz. Fakat öyle bir özgürlük, güya ifade hürriyeti tanımı yapıyorlar ki, ettikleri küfürü, hakareti basın özgürlüğü diye yutturmaya çalışabiliyorlar. Eleştirmek, muhalefet etmek, fikirlerini açıkça söylemek bizim kırmızı çizgimizdir. Biz, düşüncelerimiz için çok cezalandırıldık. Biz, bu ülkeye dair sözlerimiz, projelerimiz nedeniyle vesayetçilerden çok çektik. Kimse düşüncelerinden dolayı cezalandırılamaz. Kimse basın hürriyetini engelleyemez. Düşüncenin, söz söylemenin önündeki engelleri kaldıran biziz, bizim iktidarımız. Fakat bakıyorsunuz bu gazetecinin sözlerine içinde ne düşünce var, ne haber, ne yorum var Yalnızca hakaret”
Arslan, Cumhurbaşkanı’na karşı sarfedilen ahlaksız sözleri ise ahlak dersi verenlerin savunduğunu, bu hakaretlerin muhalif kimliğe ekleyerek meşrulaştırılmaya çalışıldığını anlattı.
Gazetecinin gerçeğin peşinde ve gerçeğin bekçisi olacağını kaydeden Arslan, basının taraf tutmadan hadiselerin iç yüzünü, görünen arkasındaki gerçekliği araştıracağını, kulaktan dolma bilgileri tek taraflı haber kaynağının suflesiyle bir siyasi görüşün kanaatini haber diye sunmanın gazeteciye yakışmayacağını kaydetti.
“Üstelik yargısız infaz, itham, iftira hele küfür, hakaret, aşağılama dilinin basın yayın organlarında katiyen yer bulmaması gerekir” uyarısında bulunan Arslan, “Biz yaptık oldu Benim dediğim doğru Ben söylerim ama aynı şeyi kimse bana söyleyemez” gibi anlayışının üsttenci tutum ve AK Parti’nin reddettiği eski Türkiye’nin halka ve siyasilere tepeden bakan bir üslubu yansıttığını ifade etti.
Türkiye’de geçmişte manşetlerle iktidarın devrildiği, darbelerin fitilinin ateşlendiği, ihaleleri koparan medya operasyonlarının yapıldığını hatırlatan Milletvekili Arslan, bu gazetecilik türünü AK Parti’nin “daha fazla demokrasi, vesayete geçit yok” diyerek bitirdiğinin altını çizdi.
Bu zihniyetin kalıntılarının ise televizyonda yaptıkları yorumlarla, attıkları tweetlerle siyasete yön verebileceklerini zannettiğini dile getiren Arslan, şunları kaydetti:
“Halkın düşüncesinin hilafına konuşmalarıyla hükümeti parmaklarında oynatacaklarına hala inanıyorlar. Demokrasilerde nasıl, yasama, yargı, yürütme kendi faaliyet sahalarıyla sınırlanmışsa medya da kendine çizilen alanda çalışabilir. Gerçeğin peşine düşebilirsiniz ama gerçeği siz belirleyemezsiniz. Olayların nedenlerini araştırırsınız ama olayları siz çıkaramazsınız. Yargının aldığı kararları haberleştirir, varsa sorunları aktarırsınız ama yargıyı yargılayamazsınız. Cumhurbaşkanının aldığı kararları gündeme taşırsınız, sorgularsınız, konuşur yorumlarsınız, hatta beğenmediğinizi söyleyebilirsiniz ama hakarette bulunamaz, küfür edemezsiniz.”
Türkiye’de siyasetin temel sorununun da bir yanlış, gayrı ahlaki bir durum söz konusu olduğunda onu sahiplenme ya da reddetme psikolojisine girmesi olduğu tespitini yapan Arslan, “Halbuki anlamayı denemeliyiz. Kutuplaşmanın panzehiri anlamak, dinlemek, konuşmaktır. Toptan ret ya da toptan kabul ihtilaflarımızı çoğaltmaya götürür. Neye karşı çıktığını bilmeyen gibi neye, niçin destek verdiğini bilmeyenlerin olduğu ortamda kutuplaşma kaçınılmaz hale gelir” uyarısında bulundu.
Muhaliflerin, AK Parti’ye oy vermeyenlerin AK Parti’nin yaptığı eser ve hizmetleri keyifle kullanırken aynı zamanda yersiz sert ifadelerle muhalefet etmelerinin de bu psikolojiden ileri geldiğine değinen Ali İhsan Arslan, “Bizim kutuplaştırma, ayrıştırma gibi bir kaygımız, amacımız yok. Tam tersine insanları Türkiye ortak paydasında birleştirmenin mücadelesini veriyoruz. Aynı sofranın etrafında milletimizi birleştirmenin derdindeyiz. Kimseyi dışarda bırakmadan, aynı ekmeği bölüşmenin, paylaşmanın, kucaklaşmanın peşindeyiz. Demokrasiyi güçlendirdikçe, muhalefeti de demokratlaştırdıkça bu kucaklaşmayı sağlayacağız” diye kaydetti.