Toprak altında bulundu, 19. yüzyıldan kaldığı ortaya çıktı
OSMANLI DÖNEMİNDE KOCAELİ’NİN GÖLCÜK İLÇESİNE İNŞA EDİLEN, ZAMAN İÇERİSİNDE DE TOPRAK ALTINDA KALAN TARİHİ HAMAM, ARKEOLOGLARIN 15 GÜNLÜK KAZI ÇALIŞMALARI NETİCESİNDE GÜN YÜZÜNE ÇIKARILDI.
Osmanlı döneminde Kocaeli’nin Gölcük ilçesine inşa edilen, zaman içerisinde de toprak altında kalan tarihi hamam, arkeologların 15 günlük kazı çalışmaları neticesinde gün yüzüne çıkarıldı. 3 kubbeli hamamda devam eden çalışmalar kapsamında, sıcak suyu hamama ve çeşmeye ulaştıran, pişmiş topraktan yapılmış yüzlerce yıllık künkler de bulundu.
Kocaeli’nin Gölcük ilçesine bağlı Yukarı Ulaşlı bölgesindeki 19. yüzyıldan kalma Osmanlı hamamında, Gölcük Belediyesi Kültür Müdürlüğü arkeologlarının çalışmaları sürüyor. Çalışmalara başlanılmadan önce yalnızca kubbeleri gözüken hamam, kazı çalışmalarının bitmesiyle birlikte tekrardan gün yüzüne çıkarıldı. Aynı zamanda, sıcak suyu hamama ve çeşmeye ulaştıran, pişmiş topraktan yapılmış yüzlerce yıllık künkler de ortaya çıkarıldı.
3 kubbesi bulunan hamam; soğukluk, ılıklık, sıcaklık, külhan ve su deposu bölümlerinden oluşuyor. Bir süredir arkeologların yoğun çalışmalar neticesinde gün yüzüne çıkardığı tarihi eserin, kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından restore edilip müze olarak hizmet etmesi bekleniyor.
“15 günlük çalışmanın neticesinde ortaya çıktı”
Gölcük Belediyesi Kültür Müdürlüğünden Uzman Arkeolog Aslı Arpa, çalışmalar hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Kazı çalışmalarının 26 Ekim’de Kocaeli Müze Müdürlüğü denetimde başladığını kaydeden Arpa, “Çalışmalarımız yaklaşık 2 hafta sürdü. Gördüğünüz tarihi yapı toprak altındaydı, sadece kubbeleri gözüküyordu. 15 günlük çalışma neticesinde yapıyı tüm bölümleriyle birlikte ortaya çıkardık. Yapımız Osmanlı dönemine ait, 19. yüzyılda yapıldığı biliniyor. Yapı 3 kubbeden oluşuyor. Hamamda öncelikle soğukluk kısmı yer alıyor. Bu kısım, daha önce buraya yıkanmaya gelen vatandaşlarımızın giyindiği, üzerini değiştirdiği bir bölüm. Soğukluk kısmında zemin taş döşeme de bulunuyor. Batısında bir çeşme kalıntısı var ama şu an sadece boru kısmı gözüküyor” dedi.
“Restorasyon çalışmaları başlayacak”
Hamamın bölümlerinin gün yüzüne çıktığını ve restorasyon çalışmalarının da bitmesinin ardından vatandaşın buraya müze ziyareti yapabileceğini söyleyen Arpa, “Hamamımız soğukluk, ılıklık ve iki tane yıkanmalık bölümden oluşuyor. Birinci yıkanmalığın arka tarafında su deposu ve külhan bölümümüz yer alıyor. Maalesef yapımız, yine kaçak kazılarla birlikte bayağı bir zarar görmüş durumda. Hamamımızın dış yapısında moloz taşları görmekteyiz. Kubbe kısımlarında da tuğla yapılar mevcut. Restorasyon çalışmalarından sonra tüm misafirlerimizi bu tarihi bölgeyi yerinde görmeleri için tarih kokan Gölcük’e davet ediyoruz. Biz bu projeyi tamamladıktan sonra restorasyon çalışmaları başlayacak. Onunla ilgili projeler hazırlanacak. Ve burası yüksek ihtimalle bir hamam müze olarak ziyaretçilerine açılacak” diye konuştu.
“Defineciler göbek taşını paramparça yaptı”
Çocukluğundan bu yana Yukarı Ulaşlı’da yaşadığını söyleyen Mahmut Yetkin, “Burada yıkanırdık, o zamanlar bu alanlar çok temizdi. Gençler burada oturup, geceleri helva yaparlardı. O zamanlar televizyon ve radyolar yoktu. Gramofon vardı, o yüzden gramofon çalarlardı. Bu hamamdaki göbek taşı güzel ısınırdı. Fakat defineciler bunu paramparça yaptılar. Burası Karamürsel’e bağlıydı. Karamürsel’in 48 parça köyü varmış. En fazla vergiyi veren yer burasıymış. 16 akçe vergi verirlermiş. Burada yaklaşık 60-70 hane vardı. Fakat sonradan durumlar gereği hep aşağılara doğru indiler. 1948’de babam da aşağılara ev yapmıştı. Depremden 20 gün evvel ev yıkıldı” şeklinde konuştu.
“Yahu insanlar yıkanıyor, bunun altında define olur mu?”
Definecilerin hamama büyük ölçüde zarar verdiğini söyleyen Yetkin, “Bu alanın mazisi Roma’ya dayanıyor. İnsanlar Roma zamanında bu alanlarda yaşamış. Mesela burada bir cami vardı, kiliseden dönme bir camiydi. Kalabalık dönemlerde de burada yaşadım, hayatım burada geçti. Sonradan buralar toprak altında kaldı. Defineciler buraları kazdılar ve içerileri yıktılar. Külhan kısmının önünü kazdılar, 3 metre indiler ve define aradılar. Yahu insanlar yıkanıyor, bunun altında define olur mu? Akıl var, mantık var. İçeride bir mermer vardı, onu da kırmışlar. “Ne istiyorsunuz?” dedim, tepki gösterdim. Neticede tarihi bir eser bu” sözlerine ekledi.