84 yıllık kitabın arasından çıkan 64 yıllık imzalı ithaf
TÜRK EDEBİYATININ ÖNEMLİ YAZARLARINDAN YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU’NUN “YABAN” İSİMLİ ROMANININ İLK SAYFASINDA İMZALI NOT BULUNDU. KARAOSMANOĞLU’NUN İMZALADIĞI NOTTA, “LEMANCIĞIM SANA BU KİTABI İTHAF EDERKEN MÜŞTEREK HAYATIMIZIN EN TATLI GÜNLERİNİ HATIRLIYORUM” SATIRLARI YER ALDI.
Türk edebiyatının önemli yazarlarından Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban” isimli romanının ilk sayfasında imzalı not bulundu. Karaosmanoğlu’nun imzaladığı notta, “Lemancığım sana bu kitabı ithaf ederken müşterek hayatımızın en tatlı günlerini hatırlıyorum” satırları yer aldı.
Kocaeli’nin İzmit ilçesinde sahaf dükkanı işleten Şerafettin Ergül; yıllardır kitap, plak, kaset ve pul biriktiriyor. Yaklaşık 200 binin üzerinde kitabı, 2 binden fazla plağı ve binlerce kaset ile pulu olan Ergül, hayatını adeta kitapların ve unutulmaya yüz tutmuş eserlerin arasında geçiriyor.
Çocukluğundan bu yana kitap biriktiren Ergül, yıllar önce kapanmak üzere olan kitapçıdan, ayaklar altında çiğnenen kitaplar ve gazeteler arasında Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun “Yaban” isimli romanının ilk baskısını buldu. Kitabı yerden kaldıran Ergül, ilk sayfasını çevirdiği zaman ise Yakup Kadri’nin imzasını taşıyan not buldu. 1958 yılında Yakup Kadri tarafından imzalanan o notta şu satırlar yer aldı:
“Lemancığım sana bu kitabı ithaf ederken müşterek hayatımızın en tatlı günlerini hatırlıyorum”
“Tüm kültür eserlerini insanlara ulaştırmak”
Kendisini ’kitap hamalı’ olarak tanımlayan Şerafettin Ergül, “Çocukluğumdan bu yana ne bulursam biriktiririm. Ben ciddi anlamda bir toplayıcı ve istifçiyim. Kelimenin tabiriyle ben kitap hamalıyım. Bulduğum her yazılı eseri toplarım. Merak ettiğim her şeyi toplayıp biriktiririm. Elimde yaklaşık 200 binin üzerinde kitap, 2 binden fazla plak, binlerce kaset, 50 binden fazlada pul var. Bunlar içerisinde imzalı eserler var. Yerli yabancı binlerce eser var. Kolisi açılmayan eserler çok olduğu için başka ne tür eserler var bilmiyorum. İyi bir depo çalışması ve iyi bir sistemsel giriş ile bu eserleri tekrar topluma kazandırmak ve herkesin hizmetine sunmak istiyorum. Bunun içinde tabii ki yerel yönetimlerle ve üniversite ile çalışabilirim. Amacımız topluma yararlı olabilecek tüm kültür eserlerini insanlara ulaştırmak” dedi.
“Yakup Kadri’nin duygularını hissettim”
“Yaban” isimli kitabı, kapanmak üzere olan bir kitapçıda bulduğunu söyleyen Ergül, “Yakup Kadri Karaosmanoğlu, kendi duygularını ithaf ettiği Yaban adlı eserinin ilk baskısında bir hanımefendiye duygularını yazmış. O eseri bulduğumda bende Yakup Kadri’nin duygularını hissettim. Dönemin yazarlarıyla aynı duyguyu paylaşmak beni kitaplara ciddi anlamda bağladı. O kitabı kapanmak üzere olan bir kitapçıda buldum. Kitaplar, gazeteler yerlerdeydi hatta üzerlerine defalarca üzerine basılmıştı. Hiç kimsenin değer vermediği yazılı olan her şeye saygıyla yaklaşırım. Eğildim yerden aldım, ayak izlerini sildim. Kapağını çevirdiğimde ise Yakup Kadri’nin sevgilisine ithaf ettiği imzalı bir kitabı olduğunu gördüm. Müthiş derecede sevindim” dedi.
“Benim için her kitap bir fabrikadır”
Bir yazılı eserin emek ve zamanla yoğrularak hazırlandığını kaydeden Ergül, “Bir yazar, kitap yazarken bir fabrika kuracak kadar enerji harcıyor. Benim için her kitap bir fabrikadır. Kitaplar ağaçlardan elde edilen kağıtlara yazıldığı için de dünyada ki bütün canlıların ruhunu yansıtıyor. Benim için dünyanın ruhu, kitap sayfalarının arasında diyebilirim” ifadelerini kullandı.