EGİAD tüm dünyayı etkileyen “emtia krizi”ni masaya yatırdı
EGİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALP AVNİ YELKENBİÇER
EGİAD, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, tüm dünyayı etkileyen “emtia krizi”ni masaya yatırdı. Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Halaç, dünyadaki emtia krizinin nedenlerinin ‘pandemi, kuraklık ve lojistik hizmetlerindeki aksamalar’ olduğunu söyledi.
Emtia fiyatları, Ege Genç İş İnsanları Derneği’nin (EGİAD) gündemine girerek, BASİFED, EGİFED, İZSİAD ve ESİAD’ın da katılımıyla ayrıntılı olarak değerlendirmeye alındı. Toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarlarının bulunduğu Avrupa Bölgesi’nde, Çin’de, Asya genelinde ve ABD’de tüm üreticilerin aynı dertten muzdarip olduğunu söyleyerek, tüm dünya ülkelerinin emtia krizi ile karşı karşıya olduğunu dile getirdi.
“Domino etkisi gibi kriz”
Pandemi başından bu yana büyüyen arz darboğazları ve ona bağlı olarak emtia fiyatlarının 2011’den bu yana en yüksek düzeye gelmesinin, küresel ekonomik toparlanmaya ayak bağı olduğuna dikkat çeken Yelkenbiçer, “Artan hammadde fiyatlarından çip gibi bileşenlerin eksikliğine, limanlardaki yoğunluklardan, lojistik sektöründe çalışan eleman yetersizliğine kadar tedarik zincirindeki sıkıntılar küresel ekonominin önündeki en büyük sorunlardan biri olmaya devam ediyor. Dünya genelinde Covid-19 virüsünün neden olduğu pandemide 2 yılı geride bırakıyor olacağız. 2020 yılı Mart-Nisan-Mayıs aylarında dünya virüse karşı kendini korumaya aldı. Evlere kapandık, sanayide çarklar durdu. Haziran ayıyla birlikte çarklar tekrar dönmeye başlayınca arz, biriken talebe yetişemedi. Dünyada arz-talep dengesi sağlanamadı. İhracatçı ihraç edeceği ürünleri üretmek için hammadde bulmakta zorluk yaşarken, bütün zorluklara rağmen üretimini yaptığında da ürününü göndermek için konteyner bulamadı. Konteyner bulduğunda ise astronomik navlun fiyatlarıyla karşı karşıya kaldı. Deniz nakliyecileri, pandemi döneminde daha karlı olduğu için Çin ve ABD hattına yoğunlaşırken, ABD’de de pandeminin ağır yaşanması nedeniyle limanlara ulaşan konteynerlerin ABD’nin içine dağılımı ve geri dönüşlerinde aksamalar yaşandı. Çin, dünya konteyner trafiğini kendi lehine bozacak adımları hızla attı. Bu da ticaretin ritmini bozdu. Tüm bu birbiri ardına gelen olgular aslında domino etkisi gibi dünya ticaretine ket vurdu” dedi.
Emtia fiyatlarında ciddi bir yükselişin olduğuna dikkat çeken Yelkenbiçer, “Trilyonlarca dolarlık hükümet teşvikleri ve dünyanın en büyük hammadde tüketicisi Çin’den gelen talebin de yardımıyla emtia fiyatlarında güçlü bir yükseliş var. Analistlere göre bu emtiada 19’uncu yüzyıldan bu yana 5’inci yükseliş turunun başlangıcı” ifadelerini kullandı.
“Ekonomik büyüme adil dağıtılmadığı sürece herkesin başına dert olabilir”
Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Halaç ise, konuşmasına krizin hem hastalık hem merhem olabileceğini belirterek başladı. Halaç şu şekilde konuştu:
“Dünya açısından baktığımızda emtia krizinin nedenleri; pandemi, pandemi sonrası seçilen ekonomi politikaları, kuraklık, lojistik hizmetlerinde aksamalardır. Türkiye açısından baktığımızda ise, tercih edilen ekonomi politikaları, döviz kuru hareketliliği, enflasyonist baskılar olarak sıralanabilir.”
Fiyat artışlarının alıcıları stok yapmaya yönlendirdiğini, bununla birlikte finansman kaynağı sorununun ortaya çıktığına dikkat çeken Halaç, “Arz eksikliğinden, döviz kuru değişikliklerinden, ticari rotaların değişmesinden ve iş yapış biçimlerinin farklılaşmasından dolayı büyük sıkıntılar yaşanmakta. Bu sıkıntıların da kısa vadede düzelmeyeceği görülmekte. Türkiye’nin durumu bağımlı finansallaşmayla açıklanabilir. 2021’i Türkiye açısından bugünkü performansı ile yine de yüzde 5 – 5.5 büyüme oranıyla tamamlayabileceğini söyleyebiliriz. Bu büyüme 2022’nin ilk çeyreğinde de gerçekleşebilir ancak ikinci çeyrekten itibaren hem enflasyon hem durgunlukla karşılaşabiliriz. Ülkemizde kriz stratejisinin belirlenmesinin şekli değişti. Daha kısa vadeli politikalarla sorunlara yaklaşılır olduk ki bu hiç iyi bir şey değil. Tek çıkışın ekonomik büyüme olduğu düşünülmekte. Ekonomik büyüme adil dağıtılmadığı sürece herkesin başına dert olabilir” şeklinde konuştu.