EGİAD, ESİAD ve İZSİAD “2022 Ekonomi ve Piyasa Beklentileri” konulu toplantıda buluştu
EGİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI ALP AVNİ YELKENBİÇER
EGİAD, ESİAD ve İZSİAD iş birliğinde düzenlenen ve ekonomist Gökhan Uskuay’ın konuk konuşmacı olduğu “2022 Ekonomi ve Piyasa Beklentileri” konulu toplantı, iş dünyasının katılımıyla gerçekleşti. Online olarak gerçekleşen etkinlikte, 2022 strateji raporu ve piyasa beklentileri ele alındı.
Türkiye’de yatırım hizmetleri ve varlık yönetimi sektöründe hizmet veren bir kuruluşun yöneticisinin katıldığı “2022 Ekonomi ve Piyasa Beklentileri” başlıklı çevrim içi toplantıda, ekonomik gündem masaya yatırıldı. Şirketin Araştırma Bölümü Kıdemli Müdürü Gökhan Uskuay’ın konuk konuşmacı olduğu toplantıda; global ekonominin etkileri, Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan değişimler ve piyasalara etkileri ele alındı. Zoom üzerinden gerçekleşen toplantıya; Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) ve İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İZSİAD) üyesi iş insanları yoğun ilgi gösterdi.
“Türkiye ekonomisinin başlıca sorunlarından birisi kayıt dışı çalışma”
EGİAD Genel Sekreteri Prof. Dr. Ali Fatih Dalkılıç’ın moderatörlüğünde gerçekleşen toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, konuşmasına kayıt dışı ekonominin etkilerine değinerek başladı.
Yelkenbiçer, “Ekonomik krizlerin en belirgin semptomlarından birisi işsizliğin artmasıdır. Bu yaklaşıma göre Türkiye’de henüz bir işsizlik yönlü ekonomik kriz yoktur; fakat asgari ücrete yapılan yüzde 50 oranındaki zam açısından irdelenmesi gereken bazı kritik noktalar vardır. Çalışanları sosyal güvenlik, emeklilik, yasal çalışma saatleri gibi temel haklardan, devleti vergi gelirinden mahrum bırakan kayıt dışı çalışma Türkiye ekonomisinin başlıca sorunlarından birisidir. Son yıllarda kayıt dışılıkta, özellikle ücretli kesimde, önemli bir gerileme olmakla birlikte Türkiye, OECD ülkeleri arasında kayıt dışı çalışmanın en yüksek olduğu ülkelerden biri olmaya devam ediyor. Çeşitli çalışmalar genelde asgari ücret artışlarının, kayıt dışı istihdam üzerinde olumsuz etkinin varlığını ortaya koyuyor. Türkiye bağlamında ise 2004 yılında gerçekleşen benzer boyuttaki asgari ücret artışını araştıran az sayıdaki çalışma da kayıt dışılık etkisini saptıyor” dedi.
“Küçük işletmeler desteklenmeli”
Enflasyon ve kurda oynaklığın azaltılması, öngörülebilir olmasının sağlanmasının önemine de vurgu yapan Yelkenbiçer, “İşveren tarafına bakarsak yabancı kur artışı nedeniyle artan girdi maliyetleri ve daralan pazar nedeniyle özellikle küçük işletmelerin işten çıkarma gibi olumsuz gelişmelerle ilerlemek durumunda olabilecekleri öngörülebilir. Bu noktada küçük işletmelerin işten çıkarma gibi istenmeyen durumlardan kaçınmaları noktasında sosyal güvenlik desteği, istihdam desteği, kredi limitleri ile ilgili artış destekleri gibi farklı finansman kaynakları oluşturarak desteklenmeleri yerinde olacaktır. Enflasyonla mücadele ve kurla ilgili para politikalarının gözden geçirilmesi gerekliliği açıktır. Aksi takdirde yapılan zam oranının enflasyon karşısında erimesinin önüne geçilemeyecektir” diye konuştu.
ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı ise ihracatı artırarak büyümeyi ve cari açığı düşürmeyi hedefleyen yeni ekonomik modelin başarılı olabilmesi için sanayide ve dış ticarette gerçek bir yapısal dönüşüm ihtiyacının önemini vurguladı.
Karabağlı, “Türkiye’nin ihracatı 2021 yılında baz etkisiyle 225,4 milyar dolarla tarihi rekor seviyeye ulaştı. Yıllık artış oranı yüzde 32,9 oldu. İthalat ise yıllık 23,6 artış ile 271,3 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ege Bölgesi 2021 yılı ilk 11 ayında 22,3 milyar dolar ihracat ile Türkiye ihracatının yüzde 11’ini, İzmir ise 13,4 milyar dolar ihracat ile, yüzde 6,6’sını oluşturuyor; ancak, Covid-19 ile birlikte tedarik zincirlerindeki kırılma ve Çin’den kayan siparişlerle ihracatta yakalanan avantaj geçici olabilir; ayrıca, ülkemizde yüksek döviz kurunun ihracat için olumlu olabileceği düşünülse de bunun geçici olduğu, rekabet koşullarının ortaya çıkan avantajı kısa sürede yok ettiği ve döviz cinsinden toplamda elde edilen gerçek gelirin de tam olarak artış olarak yansımadığı bir gerçektir” ifadelerini kullandı.
“Enflasyon ile etkin mücadele şart”
Toplantıda söz alan İZSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Küçükkurt da, faiz ve enflasyonun Türkiye’de 2021 yılının en önemli ekonomi gündemini oluşturduğunu söyledi.
Küçükkurt, “Bu süreçte yüksek enflasyon ile önünü görmeye çalışan üreticileri zor bir yılın beklediğini düşünüyorum. Aynı şekilde tüketiciler için de bu seviyede bir enflasyonun son derece zorlayıcı olacağı da bir gerçek. İş aleminin siyasetten beklediği küresel ekonomi ile entegre, ekonomi biliminin gereklerini yerine getiren, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir ekonomik ortamın oluşturulmasıdır. Dünya ile entegre, demokratik değerleri yücelten, uluslararası piyasalarda güven telkin eden, spekülasyon için değil yatırım için likiditenin geldiği bir Türkiye beklentimiz ve arzumuzu koruyoruz. Ayakları yere basan, önünü gören ve üretim iklimine girmiş bir Türkiye oluşturmak hepimizin görevi. Doğru politikalar yürütüldüğü ve enflasyon ile mücadelede denenmiş ve sonuç alınmış adımlar atıldığı takdirde 2022 yılının görece daha makul bir yıl olacağına yönelik inancımı koruyorum” diye belirtti.
“Tedarik zincirindeki normalleşme ile enflasyonda bir nebze normalleşme olacak”
Türkiye’de yatırım hizmetleri ve varlık yönetimi sektöründe hizmet veren bir kuruluşun Araştırma Bölümü Kıdemli Müdürü Gökhan Uskuay da, Omicron varyantının hızlı ama etkisiz olması sebebiyle dünyanın pandemi açısından daha normalleşen bir sürece gireceğini belirterek, emtia fiyatlarındaki dengesizliğin bu sene sona ereceğini kaydetti.
Dünyanın 2021’i yüzde 6.1’lik büyüme ile kapattığını en büyük yükselişi Çin’in yakaladığını belirten Uskuay, 2022 ve 2023’te sırasıyla bu yükseliş oranının yüzde 4.7 ve yüzde 3.5 olarak beklendiğini ifade etti.
Türkiye ekonomisine ilişkin de ayrıntılı değerlendirmede bulunan Uskuay, “Emtia fiyatları önümüzdeki sene içinde bir sorun olmaktan çıkacak. 1980’lerden bu yana en yüksek enflasyonla karşı karşıyayız. Hem talep hem arz şoku sebebiyle enflasyon yükseldi. Tedarik zincirindeki normalleşme ile enflasyonda bir nebze normalleşme olacak. 2022’te ilk 6 ayda tepe yapıp düşme olacak. 2022’de dünyada en yüksek negatif reel faiz TL’de görülecek. G-7 Merkez Bankalarının faiz artırım süreçleri ve FED’in niceliksel sıkılaştırması yurt dışı finansal koşulları zorlaştıracak. TCMB rezervlerini heteredoks politikalar ile arttırmaya çalışacak, faiz dışı politikalar ile kuru savunacak. TL son 20 yılın en büyük değer kayıplarından birini yaşadı. Dolarizasyon eğilimini kırmak, TL’de istikrar kazanan değer kaybını durdurmak için yurt içi bireysel yatırımcılara kur getirisi garantisi verildi. 2022’de Türkiye için yüzde 4’lük bir büyüme, enflasyonun da yüzde 45 ile kapatılması beklentisi bulunuyor” şeklinde konuştu.