Nihat Hatipoğlu, üniversitenin kuruluş sürecini anlattı
GAZİANTEP İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİLERİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. NİHAT HATİPOĞLU, ÜNİVERSİTENİN KURULUŞUNDAN BU GÜNE GELEN SÜRECİ ANLATTI. HATİPOĞLU, ÜNİVERSİTEDE BULUNAN GÜVENLİK GÖREVLİLERİNİN GERİ ÇEKİLMESİYLE BİNALARI REKTÖRDEN, ŞUBE MÜDÜRÜNE KADAR OLUŞAN LİSTEYLE NÖBETLEŞEREK KORUDUKLARINI SÖYLEDİ.
Gaziantep İslam Bilim ve Teknolojileri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, üniversitenin kuruluşundan bugüne gelen süreci anlattı. Hatipoğlu, üniversitede bulunan güvenlik görevlilerinin geri çekilmesiyle binaları, rektörden şube müdürüne kadar oluşan listeyle nöbetleşerek koruduklarını söyledi.
Atandıktan sonra geldiğinde bina ve kendisinden başka bir şey olmadığını belirten Rektör Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu, ulusal basın ile bir araya geldiği toplantıda yaşanan süreci anlattı. Üniversite olarak sıfırdan başladıklarını ifade eden Hatipoğlu, “Üniversitemiz sıfırdan kuruldu ve ilk atanan ben olmuş oldum. Binalarımız var ama burada çalışan eleman hiç yoktu sadece Gaziantep Üniversitesinden kalma 2-3 güvenlikçi vardı, o sıra içinde bina biz kendimiz açtık, temizliğini kendi ellerimizle yaptık gün geldi Gaziantep Üniversitesi elemanlarını ihtiyacı olduğu için çekti ve elamanımız kalmadı maalesef. Bir konferanstayken arkadaşlarımız aradı, ‘hocam bütün elemanlar çekildi’ dedi üniversitede güvenlik ve hizmetli adına hiç kimse yok, bende arkadaşlara daire başkanlarına, şube müdürlerini görev yazın dedim nöbet görevi sonrasında bende geldim o göreve katıldı, o nöbete katıldım bu binaları biz kendimiz koruduk. Uzun süre gönlümüzün arzu ettiği yardımı bulamadık ama kendimiz kendi yağımızda kavrulduk” dedi.
“Anahtarla kapıyı açıp, masaları sildim”
Şu anda 140 personel ve 800 öğrenciye ulaştıklarını kaydeden Hatipoğlu, “Bazı üniversiteler ikiye bölünde hem öğretim üyesi hem de çalışanları ile beraber biz öyle değiliz, bizde bina var kimse yok ben varım sadece. Buraya gelip anahtarla kapıyı ben açtım, masaları ben sildim arkadaşlarımla beraber, gelen misafirlerimize çayımızı kendimiz ikram ettik. Şu anda da akademisyen ve idari görevli sayımız binlere varmıyor, temkinli hareket ediyorum gerektiği anda eleman alıyorum şuan da 140 civarındayız şuanda” ifadelerini kullandı.
“YÖK tarihinde bir ilk oldu 3 ayda öğrenci aldık”
Akademik personelin ve atamaların nasıl yapıldığına da değinen Nihat Hatipoğlu, “Biz, kurulduktan sonra ilk 3 ayda öğrenci aldık, sanıyorum YÖK tarihinde bir ilk oldu bu. Biliyorsunuz öğrenci almak için bir süre gerekiyor, bu süreci hızlı idare ettik. Akademisyenler için kadro alıp dekanlıklarımızı kurduk görevlendirme usulüyle. Yeni kurulan üniversitelerde biliyorsunuz senato ile iş yapılır ve senatonun vereceği kararlarla YÖK üzerinden her türlü yazışmalar yapılabilir, dekanlıklara atama yapılması lazım onun içinde profesör olma şartı var ama yeni kurulan üniversitelerde biranda 10-15 profesör almanız zor tabii ki. Bu süreç içerisinde mevcut olan profesör arkadaşlarımıza vekaletler verdik ve bu vekaletlerde hep merak edilir maddi bir ücret maaş var mı diye hayır hiçbir zaman yok bu bir vekalet çünkü. Vekalet niye alınır? Yeni profesörler gelince yerine vermek için ve bu görev daha sonra onlara tevdi edilir” şeklinde konuştu.
“Gayem sağlıkla ilgili bölümler doldurmak”
İslamiyetin ilime, ilim ve teknolojinin de İslam’a engeli olmadığını kaydeden Rektör Hatipoğlu, “Hantal bölümler açmak yerine kadınlara daha çok ebelik, hemşirelik gibi kadınlarımız ihtiyaç duyduğu sağlık bilimleri fakültesi ile meslek yüksekokulunu ön plana çıkartmaya çalıştım. Benim gayem doğrusu sağlıkla ilgili bölümleri tamamen doldurmak. Hem çok talep var oraya hem de çok ihtiyaç var. İslam bilim ve teknoloji üçü harmanlanabiliyor. İslam ilme engel değil, teknoloji ve ilim İslam’a engel değil. Böyle bir yorgun bakış var maalesef din ile ilimi ayırmak isteyen halbuki biz vicdan, inanç, fazilet, hikmet ve ilmi harmanlayarak hem gençlerimizin önünü açmak istiyoruz hem bu şehrimize hem de ülkemize faydalı olmak istiyoruz. Gayemiz genç neslimizi yetiştirmek, değişik tehlikeli cereyanlardan uzak olacak bir şekilde yetiştirmek” dedi.