Kuraklığa karşı geliştirilen buğday genotipleri tescil yolunda
SİVAS’TA BİLİM İNSANLARININ YÜRÜTTÜĞÜ PROJELER KAPSAMINDA GELİŞTİRİLEN KURAKLIĞA DAYANAKLI GENOTİPLER TESCİL YOLUNDA İLERLİYOR
Sivas’ta bilim insanlarının bir araya gelerek geliştirdiği kuraklığa dayanaklı bitkiler tescil yolunda ilerliyor.
Kuraklık tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün artarak etkisini gösteriyor. Yağışların azalması, barajların ve göllerin kuruması en çok tarımı etkiliyor. Kuraklıkla birlikte rekolte ve verimde ciddi düşüşler yaşanıyor. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesinde bir araya gelen bilim insanları kuraklık felaketine karşı dayanıklı/toleranslı farklı bitki türlerine ait yeni çeşitlerin geliştirilmesi için çalışmalarını sürdürüyor. Geçtiğimiz yıllarda başlayan çalışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Bilim adamları 240 dönümlük tarım arazisinde buğdaydan ay çiçeğine birçok bitki türü üzerinde ıslah çalışmaları yapıyor. Bu kapsamda bilim adamları tarafından geliştirilen buğday çeşitleri ise tescil yolunda ilerliyor. Üretilen tohumların 3-4 yıl içerisinde çiftçinin kullanımına sunulması hedefleniyor.
Islah çalışmaları devam ediyor
Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Karaköy, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Gördüğünüz gibi bu sene kuraklık çok ciddi boyutta. Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkilediği gibi bizi de etkiledi. Buğdaylar soğuk zararı ve kurak zararından dolayı kısa boyluyken başaklarını çıkarmaya başladı. Ancak biz ıslah çalışmamıza devam ediyoruz. Kuraklık önemli bir etken ve üretimi ciddi anlamda sınırlayan bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Kuraklığa dayanıklı yeni çeşitlerin geliştirilmesine yönelik olarak da çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu kapsamda kuraklığa dayanıklılığıyla bilinen ve bu genleri taşıyan buğdaylarla şuanda burada başaklanma döneminde bölgemizde çok verimli ancak kuraklığa tolerans düzeyi düşük olan buğday çeşitlerine melezleme çalışmaları yapıyoruz’’ dedi.
Don olayları çalışmaları etkiledi
Prof. Dr. Karaköy, geçtiğimiz günlerde yaşanan don olayının kendilerini de etkilediğini ancak bunu bir test olarak değerlendirdiklerini belirterek, “Bu sene çok özel bir sene malum biliyorsunuz 10-11 Mayıs tarihlerinde çok ciddi bir soğuk yaşandı. Bu soğuk ister istemez benzer ekolojilerde yaşandığı gibi bizi de etkiledi. Ardından birde kuraklık olunca ister istemez bitkilerimizden istediğimiz performansı göremedik. Bu çiftçi için kötü bir şey olsa da bizim için test oldu. Burada kuraklığa dayanıklı çeşitlerimizi gözlemleme fırsatı bulduk. Bizimde bu içinde bulunduğumuz parselde çeşit adaylarımız var yani biz bunları ilerleyen dönemlerde tohumluk tescil ve sertifikasyon merkezinde çeşit adayı olarak sunmayı planlıyoruz. Biz bu aşamada da bizim seçtiğimiz ve bu güne kadar ıslah çalışmasında getirdiğimiz materyaller içerisinde, buğday genotipler içerisinde soğuk ve kuraklığa dayanıklı tipler var. Bunlarla ilgilide hala hassas olan genotiplere dayanıklı olan genotiplerden gen aktarmak adına çalışmalarımızı sürdürüyoruz’’ şeklinde konuştu.
Geliştirilen buğday tohumları tescil aşamasında
Dekan Prof. Dr. Tolga Karaköy, geliştirdikleri buğday çeşitlerini tescile verdiklerini dile getirerek, “Bunları şuanda parseller halinde ektik biz tescil öncesi verim denemelerini yapıyoruz. Bu yıl tescile verdik, seneye tohumluk tescil ve sertifikasyon merkezi bunu test eder ve ardından tohumluk üretimine başlarız. 3-4 yıl içerisin de çiftçimizin eline geçecek şekilde tohum üretimi yaparak hizmete sürebiliriz. Uzman öğretim üyesi hocalarımızın yapmış olduğu ıslah çalışmaları kapsamında bin 750 ton farklı genotip ay çiçeği ekimi yaptık. Bunlar f4, f5, f6, f7, kademesinde bunlarla ilgilide ıslah çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun yanında yöremizde yetiştirebilecek alternatif ürünlere de bakıyoruz. Fasulye, nohut ve mercimekte de yoğun ıslah çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca arpa özellikle hayvancılık açısından son derece önemli bölgemizde de yazlık olarak yetiştiriliyor ve verim düzeyi düşüyor. Kışlık arpa ve çeşitleriyle alakalı geliştirilmeye yönelik ıslah çalışmalarımız da var. Bölgemizde şeker pancarı çok önemli bir ürün tohumunda biz büyük orandan neredeyse tamımın da dışa bağımlıyız. Şeker pancarı ıslah çalışmalarını da yürütüyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Yapay ortamda kuraklık oluşturarak çalışıyorlar
Prof. Dr. Muhammad Asım ise, “Şu anda biz iki farklı alan üzerinde çalışıyoruz hem laboratuvar koşullarında hem de tarla şartlarında denemelere devam ediyoruz. Önceden bahsettiğimiz gibi bitki biyoteknolojisi ile biz bu çalışmaları laboratuvar şartlarında yapay ortam üzerinde bir kuraklık oluşturarak denemelere devam ediyoruz. Bu şekilde ki çalışmalara en kısa zamanda bir optimizasyon yapıp orada ki çeşitleri seçip daha sonra ki aşamalarda toprak ve tarla şartlarında devam edeceğiz. Mevcut duruma göre biz 4 ya da 5 sene içersin de bu bölgeye ve ülkemize ait kuraklığa dayanıklı bitkiler temin etmeyi düşünüyoruz’’ dedi.