“36 yıllık mücadeleye karşı gelenler bin 800 şehit 3 binin üzerinde gazi verdik”
ANADOLU GÜVENLİK KORUCULARI VE ŞEHİT AİLELERİ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI ZİYA SÖZEN, 36 YILDIR TERÖRLE MÜCADELELERİNDE GÜVENLİK KORUYUCULARININ GEREKLİMİ VEYA GEREKLİ DEĞİL Mİ TARTIŞMASI OLUŞTURANLARA BİN 800 ŞEHİT 3 BİNİN ÜZERİNDE GAZİ VERDİKLERİNİ HATIRLATTI.
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, 36 yıldır terörle mücadelelerinde güvenlik koruyucularının gereklimi veya gerekli değil mi tartışması oluşturanlara seslenip, bin 800 şehit, 3 binin üzerinde gazi verdiklerini söyledi.
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Genel Başkanı Ziya Sözen, güvenlik korucularının 36. yıl dönümünde bin 800 şehit, 3 binin üzerinde gazi verdiklerini ve asgari ücretin altında yıllarca çalıştıklarını belirterek, güvenlik korucularının gerekli olmadığını söyleyenlere ateş püskürttü. Başkan Sözen, “Terörle ve teröristle mücadele tarihimizin en önemli tarihlerinden birisi 26 Mart 1985 tarihidir. Bu tarihte Türkiye’de 36 yıldır tartışma konusu olmaktan çıkmayan, kökleri Hamidiye alaylarına dayanan güvenlik koruculuğu sisteminin geçici köy koruculuğu ismi ile hayata geçtiği tarihtir. Koruculuk sistemi PKK terör örgütünün varlığı sonucu ortaya çıkan bir sistemdir. 36 yıldır terörle ve teröristle mücadelenin en önemli unsuru olan koruculuk sistemi faydalı mı faydasız mı tartışması yapanlar sadece korucu düşmanı değil, aynı zamanda din düşmanı, devlet düşmanı, vatan ve millet düşmanıdırlar. PKK’nın belini kıran, teröristlerin korkulu rüyası olan koruculuk sistemini hayata geçiren rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve arkadaşları bu kararı vererek Doğu ve Güneydoğunun tamamımın PKK’nın ve siyasi uzantılarının eline geçmesini engellemiş, devlet Kürtlere baskı yapıyor, zulüm yapıyor, hakaret ediyor, devlet Kürtleri öldürüyor algısını tamamen ortadan kaldırmışlardır. Çünkü devletimizin hiç bir zaman Kürtlerle sorunu olmamış, devletimiz yürüttüğü bu haklı mücadelesini teröre ve teröristlere karşı yürütmüştür. Nitekim tamamına yakını Kürt kökenli, Zaza kökenli olan korucularımızın devletimizin saflarında bu mücadelenin içinde olmaları bunun en büyük kanıtıdır. Bu gerçekler ışığında 36 yıllık zaman zarfında camiasından bin 800 şehit, 3 binin üzerinde gazi veren koruculuk sisteminin faydalı mı, faydasız mı olduğunu tartışmak bile şehitlerimizin ve gazilerimizin aziz hatıralarına yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Korucularımız hiç bir şey yapmasalar dahi, PKK’ya karşı devletinin ve milletinin yanında net bir duruş göstermeleri bile başlı başına bir faydadır. Koruculuk sistemi tartışmasız Türkiye’nin en faydalı sistemidir. Gerek terörle mücadeledeki yeri, gerek PKK ve siyasi uzantılarının alan hakimiyetinin önündeki en büyük engel olması bakımından, gerek Türkiye düşmanlarına karşı psikolojik harekat bakımından, gerek istihdam sağlayan bir mekanizma olması bakımından oldukça faydalı bir sitemdir. Bu sistemin faydalı olmadığını savunanların kimler olduğuna baktığımızda bu sistemin faydalı olduğu zaten kendiliğinden ortaya çıkıyor” dedi.
“36 yıllık mücadele kaldırılsın diyorlar”
36 yıllık zaman zarfında başta, bebek katili Öcalan, PKK, siyasi uzantısı HDP, AB ülkeleri, ABD, FETÖ, CHP ve çeşitli partiler içindeki HDP zihniyetine mensup milletvekilleri koruculuk sisteminin kaldırılması gerektiğini sürekli ifade ettiklerini ve bu yönde defalarca girişimde bulunduklarını aktaran Başkan Sözen, bu Türkiye düşmanı zihniyetlerin bütün çabalarına rağmen koruculuk sistemi ayakta kalsa da maalesef hak ettiği değeri hala bulamadığını vurguladı. Başkan Sözen, “Çünkü bu tartışmalar ışığında 34 yıl boyunca geçici ismiyle varlığını sürdürmüştür. 34 yılın sonunda Cumhurbaşkanımızın talimatları ve İçişleri Bakanımızın üstün gayretleri ile KHK’ler ile geçici ismi kaldırılmış yerine güvenlik korucusu ibaresi getirilmiştir. KHK’ler ile sistem açısından tarihi adımlar sayılacak düzenlemeler yine bu dönemde yapılmıştır. Korucularımız devletten ücret almalarına rağmen 34 yıl boyunca SGK hakkından mahrum bir şekilde çalıştırılmışlardır. Güvenlik Korucularımızın özlük haklarında iki yıl önce yapılan düzenlemelerin tamamının KHK’ler ile düzenlenmesi TBMM’de milletvekilliği yapan birçok milletvekilinin aslında koruculuk sistemine karşı olumsuz düşünce içinde olduğunun bir kanıtıdır. TBMM’si bu güne kadar korucularımızın kangren haline gelmiş sorunları ile ilgili kanun çıkarmayı maalesef becerememiştir. Ne zaman koruculuk ile ilgili bir kanun teklifi veya önerge verilmişse aşırı direnç ile karşılaşmış ve bu kanun tekliflerinin veya önergelerin çoğu reddedilmiştir. Bu durum milletvekillerinin çoğunun sistemin faydalarından haberdar olmadığını veya haberdar olmalarına rağmen sistemin faydalarını anlamadığının veya anlamak istemediğinin en büyük kanıtıdır. Aradan 36 yıl geçmesine rağmen korucularımızın devletten hizmetleri karşılığı aldığı ücretin maaş olarak resmiyette yer almaması da çok büyük bir çelişkidir. Bu durum geçicilik ismi ortadan kalkmış olsa da hala bir gün kaldırılır düşüncesinin hakim olduğunun bir kanıtıdır” diye konuştu.
“Koruyucuların haklarını FETÖ gaspetti”
36 yıllık zaman zarfında koruculuk sistemine karşı devlet mekanizması içinde FETÖ zihniyetinin büyük bir direnç gösterdiğine şahit olduklarını aktaran Başkan Sözen, İçişleri Bakanlığında iyi niyetle hazırlanan birçok kanun teklifinin o dönemin Başbakanlık Kanunlar ve Kararnameler Genel Müdürlüğündeki FETÖ artıkları tarafından engellendiğini hatırlattı. Başkan Sözen, “Bu FETÖ artıkları korucularımızın özlük haklarının düzenlenmesine hep engel oldular. Devletimizin içindeki korucu dostlarının gayretleri çoğu zaman işe yaramamıştır. Bu korucu dostlarının varlığı olmasaydı koruculuk sistemi çoktan kaldırılmış olacaktı. Bütün bu gerçekler ışığında İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun bakanlığı döneminde korucuların özlük hakları açısından tarihi adımlar atılsa da korucularımızın 2021 Türkiye’sinde Mart 2021 tarihi itibari ile 36. yılın sonunda 2 bin 617 TL ücret alarak Türkiye’de asgari ücretin altında ücret alan tek camia olarak yerlerini almaktadırlar. Üstelik ülkemizde kanunen asgari ücretin altında işçi çalıştırmak yasak olmasına rağmen. Çünkü 36 yılın sonunda korucuların statüsü belli değildir. Korucu ne memur statüsüzüne sahip nede işçi statüsüne sahiptir. Koruculuk Türkiye’de statüsü belli olmayan tek kurumdur. Gece, gündüz, dağ, taş, yağmur çamur demeden sınır içi ve sınırlarımız ötesinde canları pahasına mücadele ederek bin 800 şehit veren camianın mensuplarının statülerinin belli olmaması ülkemizin ve devletimizin çok büyük ayıbıdır. Bu ayıp ülke düşmanlarını ve korucu düşmanlarını sevindirmektedir. Korucularımızın maaşlarının artırılması yönünde yaptığımız girişimlerde Maliye Bakanlığı tarafından ülke ekonomisini sarsar gerekçesi ile müthiş bir dirençle karşılaşıyoruz. Bu direnci anlamış ve algılamış değiliz. Bütün bu gerçekler ışığında 36 yılını geride bırakan bu sistemin yeniden bütün yönleri ile ele alınıp yasal bir statüye kavuşturulması kaçınılmazdır. Bu sistem bu kör topal haliyle daha fazla devam edemez, etmemelidir. Bu güne kadar iyi niyetle yapılan bütün iyileştirmeler kalıcı değil, tamamı pansuman niteliğindedir. Güvenlik korucuları camiası olarak yüce devletimizden beklentilerimiz, 1924 yılından kalma, güncelliğini yitirmiş 442 sayılı köy kanununda değişiklik yaparak korucu kanunu çıkartılarak sistemin bütün yönleriyle yasal bir statüye kavuşturulmasını, ailelerimizin temel ihtiyaçlarını karşılayacak, çocuklarımızı okutabilecek şekilde ciddi bir maaş verilmesi, sosyal güvencemizin yeniden ele alınarak kapsamlı bir düzenlenmesini talep ediyoruz. Bu üç konuda yapılacak yasal düzenleme ile diğer bütün sorun ve sıkıntılarımız ortadan kalkacaktır. Biz güvenlik korucuları camiasına düşen görev ise kendi içimizde birlik ve beraberliğimizi sağlayarak, kanunlara ve yasalara tam riayet ederek devletimize ve milletimize her zamankinden fazla görev aşkıyla hizmet etmektir. Camianın ismine leke getirecek her türlü eylem ve söylemlerden kaçınmalıyız. Bu eylem ve söylemlerde bulunanların sistemle ilişkileri derhal kesilmelidir. Bu vesileler ile 36 yılı geride bıraktığımız bu günlerde bu mücadeleyi yürütürken şehit olan bütün dava arkadaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize ve sistemden emekli olan emekli güvenlik korucularımıza sağlık sıhhat diliyorum. Halen yurt içinde ve yurt dışında canla başla görevini yürüten bütün dava arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum. Bu güne kadar camiamıza verdikleri desteklerden dolayı, başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu olmak üzere emeği geçen bütün devlet büyüklerimize teşekkür ediyor, saygı ve hürmetlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.