Ağrı’nın “Çalıkuşu” Özlem öğretmeni fedakarlıkla görevini yapıyor
AĞRI’DA, REŞAT NURİ GÜNTEKİN’İN “ÇALIKUŞU” ROMANINDAKİ FERİDE KARAKTERİ GİBİ ANADOLU’NUN ÜCRA KÖŞELERİNDE EĞİTİM HİZMETİ VEREN FEDAKAR ÖĞRETMEN ÖZLEM DOĞAN, TÜM ZORLUKLARA RAĞMEN ÇOCUKLARIN EĞİTİMDEN YOKSUN KALMAMASI İÇİN ÖZVERİYLE GÖREV YAPIYOR
Ağrı’da, Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanındaki Feride karakteri gibi Anadolu’nun ücra köşelerinde eğitim hizmeti veren fedakar öğretmen Özlem Doğan, tüm zorluklara rağmen çocukların eğitimden yoksun kalmaması için özveriyle görev yapıyor.
Ağrı’nın Eleşkirt ilçesine 13 kilometre uzaklıktaki Değirmenoluğu köyünde görev yapan Aydın’ın Kuşadası ilçesinde dünya gelen okul öncesi öğretmeni Özlem Doğan, babasının doğduğu memleket olan Eleşkirt ilçesine tercih ederek buradaki öğrencilerin yüreklerine dokunmak istedi. Atandığı köy okuluna gelerek Reşat Nuri Güntekin’in “Çalıkuşu” romanının kahramanı Feride gibi Anadolu’nun ücra köşelerinde eğitim hizmeti veren öğretmen Özlem, hem çocukların eğitimden yoksun kalmaması için hem de karşılaştıkları sorunların çözümü için özveriyle görev yapıyor. Eleşkirt ilçesinin en ücra köyündeki çocuklar, fedakar öğretmen Özlem ile eğitimden yoksun kalmadan geleceğe umutla hazırlanabiliyor. Minik öğrencilerini başarılı bireyler olarak yetiştirmek için büyük çaba sarf eden öğretmen Özlem, ilk olarak veli-okul işbirliğini geliştirmek ve öğrencilerin okula ilgisini artırmak, ev içerisindeki davranışlarını gözlemlemek ve okul ile arasındaki bağı güçlendirmek amacıyla, öğrencilerin ailelerini evlerinde ziyaret etmeye başladı. Öğrencileri ile tek tek ilgilenen ve çeşitli etkinlikler yaparak onların yüreklerine dokunan Özlem öğretmen, kendisinin hazırlamış olduğu öğrencilere bilimi sevdiren “Minik Bilimciler Projesi” kapsamında her ay farklı etkinlikleri hayata geçiriyor. Sonbahar, uzay, mancınık, kristal yapımı, doğal plastik üretme, artırılmış gerçeklik quiver, akciğerler, köprü yapımı ve sünger bot etkinliklerini öğrencilerle buluşturan Özlem öğretmen, İl Milli Eğitim Müdürlüğünce, il genelinde “Eğitimde İyi Örnekler Projesi” kapsamında öğretmenlere yönelik düzenlenen proje yarışmasında “Minik Bilimciler” projesi ile birinci oldu.
Proje hakkında bilgi veren öğretmen Özlem Doğan, “Daha önce batı bölgesinde yaşamış ve çeşitli özel okul öncesi kurumlarında çalışmış bir öğretmen olarak öğrencilerin yaşayarak öğrenme metodunda duyu organları ile öğrendikleri bilgileri zorlanmadan kalıcı hale getirdiklerine inanıyorum. Bu nedenle de hazırlamış olduğum proje düşünceyi temel alan bir projedir. Projemiz, öğrencilerin küçük yaşta bilimi sevmelerini sağlamak ve bilime karşı olumlu bir bakış açısı kazandırmak, tamamen yaparak yaşayarak öğrenimlerini temel alan, üretkenliklerini, sorgulama becerilerini ve teknolojinin doğasını anlamalarını sağlayan bir projedir. ‘Minik Bilimciler Projesi’ ile okul öncesi öğrencilerinin planlanan program çerçevesinde her ay belirlenen tema ile ilgili bilimsel etkinliklerle buluşması sağlanmaktadır. Projenin en çarpıcı yanı ise ekonomiklik ilkesine dayanması, maliyetinin yok denecek kadar az olması, geri dönüşüme dayalı bir proje olmasıdır. Proje, Bilimi okul öncesi öğrencilerine eğlenerek öğretme ve farkındalıklarını arttırma temeline dayalıdır. Öğrencilerin bakış açısını genişletmek, onları bilimle tanıştırmak, bilimin, teknolojinin doğasını anlamalarını sağlamak, üretkenliklerini arttırmak ve bilimin ışığında problemlerini kendi çözebilen, üreten, sorgulayan, inceleyen, düşünen bireyler haline gelmelerini sağlamayı hedeflemekteyiz. Projemizde; Beyin fırtınası, benzetim, soru-cevap, eğitsel oyun yöntemlerinden yararlanılmıştır. Kasım ayı konusu olan Uzay ve gezegenler çalışmasını yaparken “Uzay nedir? Gezegen nedir? Roket nedir?” diye sorularak beyin fırtınası tekniğinden yararlanılmıştır. Öğrenciler, artırılmış gerçeklik uygulaması “Solar” ile gezegenlerin 3D halini gözlemlemiştir. Benzer şekilde Quiver uygulaması ile öğrenciler yaptıkları boyamaların 3D halini gözlemleme fırsatı yakalamıştır. Bu şekilde benzetim yönteminden yararlanılmıştır. Mancınık düzeneğinin yapımı tamamlandıktan sonra öğrenciler için “Uzağa fırlatma” yarışması düzenlenmiş. Fırlatmadan önce tahminlerde bulunmaları istenmiş, bu şekilde eğitsel oyun yönteminden yararlanılmıştır” dedi.
Sene kaybetmemek için Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Okul öncesi Öğretmenliğine tercih ettiğini, hem okuduğunu hem de çalışarak tecrübe kazandığını dile getiren öğretmen Özlem Doğan, “Liseyi birinci olarak bitirdim. Lise de çocuk gelişimi, üniversiteyi açık öğretimden okudum. Açıktan kazanınca hem okudum hem çalıştım. Babamdan, küçükken doğduğu memleketi Ağrı ili Eleşkirt ilçesini dinlerdim. Bende babamın doğduğu memleketindeki çocuklara hizmet etmek istedim. 2018 yılında Eleşkirt Değirmenolugu İlkokuluna atandım. Küçüklüğümden beri okul öncesi öğretmeni olmak istedim. Bu dönemin kritik bir dönem olduğu bu dönemde öğrenilen her şeyin kalıcı olduğu gerçeğini bilmem hayatlarına bir nebze de olsun dokunabilmeyi istemek hedeflerimden biri oldu. Atanmadan önce kendime bir söz vermiştim. Ne olursa olsun çocuklar için elimden geleni yapacağım. Öğrencilerime önce mutlu, özgüveni yüksek sonra toplumda kendini ifade edebilen ne istediğini bilen, üretken bireyler olmalarını sağlamaya çalışmak olacaktır. diye. Köyde olmanın çocukların yaşantılarındaki, üretken düşüncelerinden kısıtlılık bölge çocuklarımız için “Minik Bilimciler Projesini” ortaya çıkarmama sebep oldu. Hem bilimi sevmeleri, teknolojinin doğasını anlamalarını sağlamak, sorgulama üretme becerilerini desteklemek adına her ay belirlediğimiz temalarda bilimsel etkinlikler gerçekleştirdik. Değerler eğitimi kapsamında sorumluluk ve sabır projeleri gerçekleştirdik. Doğa yürüyüşlerine çıktık. Oyun oynarken çok şey öğrendik. Her zaman sloganımız “Yapabilirim, başarabilirim, kendime güveniyorum” oldu. Sınıfımız bir anda bir laboratuvara dönüştü deneyler yaptık, mutfağa dönüştü turşular kurduk, vitamin partileri yaptık, evimiz sığınağımız oldu, afet bölgesi oldu Kızılay görevlileri olarak yardıma koştuk. Yaparak yaşayarak deneyerek keşfederek çok şey öğrendik. Eğitimde benimsediğim denizyıldızı hikayesi öğretmenliğime ışık oldu. İki arkadaş deniz kıyısında yürürken birinin sürekli olarak denize denizyıldızlarını atması, binlerce deniz yıldızını alamayacağını bildiği halde her defasında eğilip denize atması ve bir denizyıldızının hayatını kurtarmak bile binlercesi içinden çok şey fark ettiğini düşünmesi gibi. Elimden gelse tüm çocukların kalbine hayatına dokunmak isterim. Her çocuk keşfedilmeyi bekleyen bir yıldız benim için. Ben öğretmenliğim boyunca bu yıldızları tek tek keşfetmeyi istiyorum” ifadelerini kullandı.