Bu hastanede 5 bin yıllık tedavi yöntemleri yeniden canlandı
SİVAS’TA SAĞLIK BAKANLIĞI RUHSATLI KAMUYA AİT TEK MERKEZ OLAN GETAT ÜNİTESİNDE GÜNCEL MODERN TEDAVİLERLE BİRLİKTE SÜLÜKTEN KUPAYA 5 BİN YILLIK GELENEKSEL TEDAVİ YÖNTEMLERİ UYGULANIYOR
Sivas’ta Sağlık Bakanlığı ruhsatlı kamuya ait tek merkez olan GETAT ünitesinde sülükten kupaya 5 bin yıllık geleneksel tedavi yöntemleri uygulanıyor.
Sivas Numune Hastanesinde 1 yıl önce faaliyete başlayan Geleneksel, Tamamlayıcı ve Fonksiyonel Tıp Polikliniği (GETAT) 5 bin yılık tedavi yöntemleriyle vatandaşlara hizmet veriyor. Poliklinikte Kupa, Sülük, Ozon, Fitoterapi, Akupunktur gibi geleneksel tedavilerle hastalara şifa dağıtılıyor. Öte yandan kliniğe rahatsızlığı olan vatandaşların yanı sıra sağlıklı kalmak isteyen vatandaşlar da müracaat edebiliyor. Geleneksel tedavi yöntemlerinin yapıldığı sağlık bakanlığı ruhsatlı kamuya ait tek merkez olan GETAT ünitesinde tedavilerde bitkilerden de faydalanılıyor. Dr. Enis Doğramacı, poliklinikte uygulanan yöntemler hakkında önemli bilgiler verdi. Dr. Enis Doğramacı, hastaların kliniğe ilgisinin yoğun olduğunu ifade ederek, genel olarak olumlu sonuçlar alındığını şimdiye kadar olumsuz bir geri dönüş olmadığını söyledi. Avasküler Osteo Nekroz hastası olan ve yürümekte zorluk çeken Hayrettin Yılmaz, hastalığın tedavisinin oldukça zor olduğunu ancak Ozon tedavisiyle birlikte sağlığına kavuştuğunu söyledi.
Bu yöntem 200’den fazla hastalıkta kullanılıyor
Ozon tedavisinin 200’den fazla hastalıkta kullanım yeri olduğunu kaydeden Dr. Enis Doğramacı, “Tıp bugüne kadar geleneksel yöntemlerle devam edegeldi. Son 100 yıldır sentetik ilaçlar, kimyasallar, daha çok gündemimize girdi. Biz mevcut tıbbi tedavileri bir kenara bırakarak geçmiş zamana dönmüyoruz. 5 bin yıldır kullanılagelen tedavileri günümüzün şartlarına uygun şekilde güncelleyerek hastalarımıza takdim ediyoruz. Yani entegratif tıp yapıyoruz. Tıbbın alternatifi yok. Tıbbı bırakıp bir yere gitmiyoruz. Ama kullanılagelen birçok yöntemi günümüzün bilimsel modern yöntemleriyle birlikte hastalarımıza sunuyoruz. Burada daha çok bitkilerle çalışıyoruz. Ozon tedavisi yapıyoruz. Kupa ve sülük tedavilerimiz var. Ozon tedavisi yaklaşık 100 yıldan fazla bir zamandır dünyada kullanılıyor. Ülkemizde çok fazla bilinmiyor. Ozonu biz hem bağışıklığı desteklemek için kullanıyoruz. Yani hiçbir hastalığı olmayan insanlar hasta olmamak, sağlıklı kalmak, sağlıklı yaşlanmak için bu Ozon tedavisinden istifade ediyoruz. Keza 200’den fazla hastalıkta da Ozonun kullanım yeri var. Ünitemizde biz aktif olarak Ozonu kullanıyoruz’’ şeklinde konuştu.
Toplama değil çiftlik sülüğü kullanılıyor
Dr. Doğramacı, poliklinikte çiftlik sülüğünün kullanıldığını belirterek, “Sülük uygulaması var. Tıbbi sülük aslında pis kan emer diye düşünülüyor. Bu yanlış bir algı. Sülük kendisi için kana emerken vücuda faydalı birçok maddeyi salgılamış oluyor. Sülüğün ağzında 100’den fazla biyoaktif madde olduğu tespit edilmiş hatta Avrupa’da bununla ilgili birçok ilaçlarda var. Biz toplama sülük kullanmıyoruz. Çiftlik sülüğü kullanıyoruz. Tamamen temiz bir ortamda yetiştirilmiş sülükler. Zaten bulunduğumuz mevsim itibariyle sülük avlaması yasaktır. Mart ayının başından Haziran’ın sonuna kadar sülük acılığı resmen yasaktır. Medyada pek çok bilgi kirliliği var. Bazı çevreler bunu abartıyor. Her bir hastalığı yalnızca kupayla tedavi edebileceğimizi düşünüyor. Böyle olmasını çok arzu ederdim ama maalesef bu mümkün değil, ancak hemen herkes için faydalıdır diyebiliriz. Sağlıklı kimselere de pek çok hastalık türüne de katkımız oluyor. Biz burada destekleyici tedavi yapıyoruz. Diğer branşların diğer hekimlerin kullanageldiği tedavilere kupa ile ozon ile destek sağlamış oluyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Kliniğe ilgi yoğun
Vatandaşların kliniğe büyük bir ilgi gösterdiğini söyleyen Dr. Enis Doğramacı, “Halkımız büyük bir ilgi duyuyor tabi. Bazen de abartılı bir beklenti oluyor. Mantıklı bir çerçevede burada hizmet sunabildiğimizi belirtmek isterim. Biz pek çok çeşit insanla muhatap oluyoruz. Hiçbir rahatsızlığı olmayan insanlarda bize gelmekteler. Sporculara destek sağlayabiliyoruz. Şuan da daha çok römotolojik hastalardan gelen oluyor. Aslında haberdar olup buradan istifade eden insanlar akrabalarına duyurarak burayı tanıtmış oluyorlar. Hastaların memnuniyeti hastalığın türüne hastalığın insan vücudunda ne kadardır kaldığıyla alakalı. Herhangi bir olumsuz geri dönüşümüz olmadı çok şükür. Hastalarımız az ya da çok istifade ediyorlar. Genel olarak güzel sonuçlar alıyoruz’’ diye konuştu.
Yürüyemiyordu bu tedavi ile ayağa kalktı
Hasta Hayrettin Yılmaz ise, “Sağ kalça tarafımda bir ağrı hissediyordum. Önemsiz diye fazla üzerinde durmadım. Ağustos Eylül ayına doğru yürüyememe durumları başladı. Rahatsızlığım iyice arttı. Daha sonra hastaneye gittim. MR çekildim. MR sonucunda Avasküler Osteo Nekroz olduğunu söylediler. Tıpta tedavisinin çok zor olduğunu söyledi Ortopedi Uzmanları. Ameliyat gerektiğini protez takabileceklerini söylediler. İlaçlarla iyileşme şansımın çok düşük olduğunu söylediler. Yüzde 1 yüzde 5 oran söylediler. Ben ameliyata pek yanaşmadım. Biraz çekindim. Kendi kendime araştırmalar yaptım. Doktor arkadaşım vardı onunda tavsiyesiyle bana Ozon tedavisinin çok iyi gelebileceğini söyledi. Bende Sivas Numune Hastanesinde bu polikliniğe müracaat ettim. Dr. Enis beyle tanıştım. Buraya ilk geldiğimde yürüyemiyordum. Bastonla yürüyordum. Ayakta duramıyordum. İlk haftada 3 günlük bir Ozon tedavisi sonucunda yavaş yavaş yürümeye başladım. Ağrılarım ilk etapta biraz azaldı. Yürüyememe durumun yüzde 70 yüze 80’in üzerinde iyileşme hissetmeye başladım’’ şeklinde konuştu.