“Finansal akışkanlığın zedelendiği teknik arızalar ülke ekonomisinin büyümesine sekte vurmaktadır”
BANKALARDA YAŞANAN AKSAKLIKLAR YATIRIMCI GÜVENİNİ KIRIYOR
Bankacılık sektöründe yaşanan olumlu olumsuz gelişmeler ekonomilere etki edebiliyor. Ekonomist Dr.İncekara, “Bankaların şubelerinin sayısını azalttığı, işlemlerin daha çok online ve mobil araçlar üzerinden yürüttüğü bir dönemde, teknik arızanın yaşanması, bankacılık sektörünün teknolojik altyapısının ne kadar güçlü ve güvenli olduğunun sorgulanmasına yol açabilmektedir. Finansal akışkanlığın zedelendiği teknik arızalar ülke ekonomisinin büyümesine sekte vurmaktadır” dedi.
Ekonomist Dr. Rahmi İncekara, bankacılık sektörünün ekonomi açısından önemine, sektörde yaşanan gelişmelerin finansal akışa etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Güçlü ekonomik yapıda bankacılık sektörünün önemli bir rol üstlendiğini anlatan İncekara, “Bankacılık sektörünün güçlü olması, ülke ekonomilerinin de güçlü olmasını sağlamaktadır” diyerek “Bankalar, fon fazlası olanlardan fon açığı olanlara fonların transferini sağlayarak kâr amaçlı faaliyet gösteren ekonomik kuruluşlardır. Bankacılık sektöründe yaşanan gelişmeler ekonomiyi olumlu ya da olumsuz etkileyebilmektedir. Bankalar, tasarruflar ve yatırımlar arasında en uygun şekilde değişimin gerçekleşmesini sağlayan kuruluşlar olarak önemli bir görevi yerine getirmektedirler. Bankalar ekonomide fon akışını sağlamak dışında kaydi para oluşturmak, para ve maliye politikalarının yürütülmesine yardımcı olmak, gelir ve servet dağılımını etkilemek gibi ekonomi açısından önemli başka fonksiyonlara da sahiptir. Bankacılık sektörünün güçlü olması, ülke ekonomilerinin de güçlü olmasını sağlamaktadır. Bankacılığın büyümesi ve gelişmesi ekonominin de büyümesi ve gelişmesini sağlamaktadır. Finansal sistem içerisinde bankacılık sektörü ne kadar güçlü ve sağlam ise ekonomik büyüme de o kadar yüksek olmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Bankacılık sektörü finansal sistemde önemli bir yere sahip olması nedeniyle ekonomik kalkınma ve büyüme de kritik rol üstlenmektedir”
Bankaların, mevduat kabul eden, fon toplayan, topladığı bu kaynakları fon ihtiyacı olan gerçek ve tüzel kişilere, devlete kısa ve uzun vadeli kredi olarak aktaran finansal kurumlar olduğunu hatırlatan İncekara, “Günümüzde bankalar mevduat ve kredi dışında işlemlerinin dışında farklı işlemlerde yapmaktadır. Bankalar ekonomik sistem çerçevesinde; ülkedeki kredi ve para politikalarının uygulanmasını destekler, finansal işlemlerde aracılık görevini üstlenir, menkul kıymet alım ve satımı işlemlerini gerçekleştirir, kiralık kasalar sayesinde, kıymetli varlıkların korunmasını sağlar, kredi kartı, banka kartı gibi ödeme kolaylıklarının kullanımını sağlar, iç ve dış ticaret işlemlerinde aracılık görevini üstlenmektedir.
Bankalar sadece parasal konularda işlem yapmazlar. Ülke ekonomisinde önemli bir yere de sahiptirler. Ülkedeki finansal yapının güçlü olması bankalar sayesinde olmaktadır. Uzun dönemde makroekonomik istikrarın sağlanmasına yardımcı olan kurumlar bankalardır. Finansal sistem içerisinde bu kadar önemli olan bankacılık sektörünün, ekonomik sistem ile etkileşimini açık ve net biçimde ortaya koyabilmesi ve sağlıklı bir yapıda işleyebilmesi gerekmektedir. Bankacılık sektörü, hızlı ekonomik büyüme ve gelişmenin başarılmasında önemli bir anahtardır.
Ekonomik büyümenin finansmanı için gerekli kaynakların oluşmasında ve dağılımında etkin rol oynayan bankacılık sektöründe rekabet her geçen gün artmaktadır. Bu durum finans sektöründe kalıcı olmayı hedefleyen bankaları, kaynaklarını en etkin şekilde kullanmaya zorlamaktadır.
Bankacılık sektörünün sağlıklı bir yapıya sahip olması ekonominin gelişimi açısından son derece önemlidir. Finansal sistem içerisinde bankacılık sektörünün güçlü olması ekonomik büyümeyi artıracaktır. Türkiye’de bankacılık sistemi toplam aktiflerinin finansal sistemdeki kurumların toplam aktifleri içindeki payı oldukça yüksektir. Finansal sistemin ağırlıklı kısmını bankacılık sistemi oluşturmaktadır. Bu nedenle bankacılık sektörü finansal sistemde önemli bir yere sahip olması nedeniyle ekonomik kalkınma ve büyüme de kritik rol üstlenmektedir” diye konuştu.
“Bankalarda yaşanan teknik aksaklıklar ülke ekonomisinin büyümesine sekte vurmaktadır”
İncekara, “Bankanın veri tabanının çökmesi nedeniyle yaşanan bir arıza milyonlarca firmayı vatandaşı etkilemektedir. Kredi kartlarının çalışmaması, ATM’lerin durması, ödemeler aksaması gibi sorunlar ön plana çıkmaktadır. Arıza, internet ve mobil bankacılık kanallarının da olumsuz etkilemektedir. Arıza sonrasında yaşanılan mağduriyetlere bankaların zamanında cevap verememesi ve iletişimin açık bir şekilde yürütülmemesi güven kaybına neden olmaktadır. Güvenlik açığı mı var? Şeklinde bir sorunun ortaya çıkmasına neden olan bu durum finansal sistemin kırılganlığını beraberinde getirmektedir. Bankaların şubelerinin sayısını azalttığı, işlemlerin daha çok online ve mobil araçlar üzerinden yürüttüğü bir dönemde, teknik arızanın yaşanması, bankacılık sektörünün teknolojik altyapısının ne kadar güçlü ve güvenli olduğunun sorgulanmasına yol açabilmektedir. Finansal akışkanlığın zedelendiği teknik arızalar ülke ekonomisinin büyümesine sekte vurmaktadır” şeklinde konuştu.
“Bankaların siber güvenlik ve dijital kimlik konusunda özel çalışmalarda bulunmaları gerekmektedir”
İncekara teknolojiyle değişen müşteri beklentilerinin, bankaların rekabetini dijitale taşıdığını anlatarak, şunları söyledi: “Bankacılıkta aktif dijital müşteri sayısı 40 milyonu aşmıştır. Bankalar, yapay zekâ, sanal gerçeklik, biyometrik doğrulama, nesnelerin interneti (IoT) ve blockchain gibi teknolojileri kullanarak dijitalde rekabete geçmiştir. Bankaların teknoloji yatırım bütçelerini yaklaşık yüzde 30 arttırması, dijital bankacılığın 10 yılda pazarın yüzde 50’sini oluşturması beklenmektedir. Son yıllarda iş dünyasının en önemli gündem maddelerinden birini dijital dönüşüm oluşturmaktadır. Pandemi sonrasında dijital dönüşüm hızlanacaktır. Dijital dönüşüm, kurumların stratejilerinde, iş modellerinde, ürün ve hizmetlerinde, müşteri deneyiminde, organizasyonel yapılanmalarında, karar alma mekanizmalarında, teknoloji altyapılarında ve kurdukları işbirliklerinde kendini göstermektedir. Hem küresel ölçekte hem de Türkiye’de kurumlar, dijital dönüşümün kaçınılmaz olduğunun farkına varmalıdır. Dijital bankacılıkta, müşteriden işlem ücreti, faiz, masraf, komisyon alınmadığı ya da tüm bu işlemler uygun fiyatlarda yapıldığı için maliyet, fiyat ve hız özellikleri öne plana çıkmaktadır. Dijital bankacılıkta, müşteriler için dijital deneyimi kurgulamak, müşteri deneyimini geliştirmek, dijital gelişmelere geç kalmamak, müşterileri fizikselden dijital kanallara yönlendirmek temel önceliklerdir. Bankaların yeni ödeme altyapısına ve araçlarına eğilmeleri, siber güvenlik ve dijital kimlik konusunda özel çalışmalarda bulunmaları gerekmektedir. Çünkü dijital bankacılık, teknolojiyle desteklenmesi durumunda ciddi fırsatlar oluşturacaktır. Direkt bankacılık, dijital kimlik, siber güvenlik, kamu ilişkileri ve e-devlet ile entegrasyon ve mali suçlarla mücadele hususları da dijitalleşmede kritik önem arz etmektedir.”