Bakan Karaismailoğlu: “Kanal İstanbul, hem çevreci hem de ekonomik katkısı olacak alternatif bir suyoludur”
ULAŞTIRMA VE ALTYAPI BAKANI ADİL KARAİSMAİLOĞLU, AK PARTİ GENÇLİK KOLLARI MKYK TOPLANTISINDA KONUŞTU
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, AK Parti Gençlik Kolları MKYK Toplantısı’na katılarak, Kanal İstanbul başta olmak üzere Türkiye’de tamamlanan ve devam eden ulaştırma ve altyapı projeleri ile ilgili gençlerle bilgi paylaşımda bulundu. Karaismailoğlu, “Kanal İstanbul, hem çevreci hem de ekonomik katkısı olacak alternatif bir suyoludur. Kanal İstanbul güzergahının yüzde 78’i doğal bir su yatağı. Diğer kalan yüzde 22’lik kısımda da ciddi bir toprak hareketi olacak” dedi.
Ulaşım ve haberleşme alanlarında çağın gerekliliği olan mobilite, dijitalleşme ve lojistik dinamikleriyle şekillenen bütünsel kalkınma odaklı bir strateji ile çalıştıklarını belirten Bakan Karaismailoğlu, gençlere 2003 yılından bu yana gerçekleştirilen projeler ve Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) ile ilgili detaylı bilgiler verdi. Karaismailoğlu, günün ihtiyaçlarına ve geleceğin gelişen ihtiyaçlarına yönelik Lojistik Master Planı çerçevesinde çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.
Ulaşımın her modunda 2023 hedeflerine ulaşmak için var güçleriyle çalıştıklarını aktaran Bakan Karaismailoğlu, şunları ifade etti:
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak temel faaliyet alanımız insan, yük ve data hareketliliğini sağlamaktır. Tüm dünyada her an ihtiyaçların geliştiği, standartların yükseldiği, teknoloji her saniye geliştiği bir süreç yaşanıyor. Bu nedenle Bakanlık olarak; 5 yıllık, 10 yıllık, 50 yıllık planlar üzerinde çalışıyoruz. Ülke olarak stratejik planlarımızı yaptık. Yaptığımız planların ve projelerin bir matematiği, bir aklı var. Her projede ülkemizin çıkarlarını en düzeyde koruyoruz. Ülkemize kazandırdığımız her eserde, planlama aşamaları ve etütlerini, projelendirme safhalarını ortak akılla ve gençlerimizle birlikte en iyi şekilde gerçekleştiriyoruz. Gençlerimizin dinamizmi ile ve çok çalışarak ülkemizi gelecekte en ileri noktalara taşıyacağımıza dair inancım tam.”
2003-2020 arasında gerçekleştirilen yatırımlar 1 milyon istihdam sağladı
Türkiye’yi dünyanın yeni lojistik gücü haline dönüştürerek, dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmeyi ve istihdam alanları açarak gençlere daha fazla iş ve fırsat olanağı sunmayı amaçladıklarını kaydeden Bakan Karaismailoğlu, yapılan her proje ile “Bütünsel Kalkınma” faaliyetlerini destekleyecek, ulaşımı daha güvenli kılacak, istihdamı arttıracak, ekonomi, tarım ve turizm faaliyetlerini güçlendirecek adımlar attıklarını söyledi. Karaismailoğlu, “2003’ten bu yana biten ve devam eden yatırımların toplam büyüklüğü yaklaşık olarak 1 trilyon 580 milyar TL’ye ulaştı. Bütünsel Kalkınma ile 2003-2020 yılları arasında gerçekleştirilen yatırımlar, GSYİH’ya yüzde 3 katkı sağladı. Ayrıca 1 milyon 20 bin kişiye İstihdam imkanı sağladık” dedi.
“Kanal İstanbul, hem çevreci hem de ekonomik katkısı olacak alternatif bir suyoludur”
Açıklaması sırasında gençlere asrın projesi Kanal İstanbul’un detaylarına da değinen Karaismailoğlu, Kanal İstanbul’un uzunluğunun 45 kilometre olacağını belirterek, “Kanal İstanbul, hem çevreci hem de ekonomik katkısı olacak alternatif bir suyoludur. Kanal İstanbul güzergahının yüzde 78’i doğal bir su yatağı. Diğer kalan yüzde 22’lik kısımda da ciddi bir toprak hareketi olacak” değerlendirmesini yaptı.
“İstanbul Boğazı’nın güvenliği ve Uzakdoğu ve Batı arasında büyüyen ticaret hacmi için gereklidir”
Türkiye’nin coğrafi konumunun avantajlarını fırsata çevirirken, dünyadaki ulaşım hareketlerine de yön vermek gerektiğinin bilgisini veren Bakan Karaismailoğlu, gelişen dünya ticaretinden Kanal İstanbul sayesinde alacakları payı arttırmayı planladıklarını kaydederek, şunları aktardı:
“Şu anda dünyadaki ticaret hacmi yük olarak 12 milyar ton. Bunun 1.7 milyar tonu Karadeniz havzasında dolaşıyor. Ama 2030 yılında bunun 2 katına çıkmasını bekliyoruz. Bu yükün miktarı 2030’da 25 milyar tona, Karadeniz etrafında ise 3.5 milyar tona çıkacak. Ardından 2050’de 95 milyar ton, 2100 yılında da 150 milyar tona çıkması bekleniyor. Karadeniz’deki bu ticaret ağının tek çıkış noktası İstanbul boğazı. Bizim bu ticari hareketliliğe hazır olmamız gerekiyor. 2030 yılında Karadeniz’de oluşacak 3.5 milyar tonluk ve ardından daha da büyüyecek olan ticarette Türkiye’nin söz sahibi olması gerekiyor. Kanal İstanbul, İstanbul Boğazı’nın güvenliği ile uzak doğu ve batı arasındaki şu anda 710 milyar dolar olan ve sürekli büyüyen ticaret hacminden daha fazla pay alabilmek için gereklidir. Çünkü Türkiye bu ticaretin tam ortasındadır. Bu ticaretten daha fazla pay almanın çabasındayız. Bugün onlarca gemi Marmara denizinde boğazdan geçmek için sıra bekliyor. Onların Marmara Denizi’nde oluşturduğu kirlilik, egzoz emisyonlarıyla çevre kirliliğine neden olması, şu anda konuştuğumuz musilajın nedenlerinden bir tanesi. Denizdeki kirlilik, hareketsizlik ve deniz suyundaki sıcaklıkta burada her gün bekleyen onlarca geminin etkisi var.”
“Kanal İstanbul ile alakalı sorulacak her sorunun cevabı var”
Her geçen yıl artan gemi sayılarının denizlerde kirliliği arttıracağını, İstanbul boğazının güvenliğini daha çok tehdit edeceğini, lojistikte zaman maliyeti sorunları oluşturacağını dile getiren Karaismailoğlu, “Yaşanacak sıkıntıları göz önünde bulundurmalıyız. Zaten bu işin uzmanları, bilim adamları bu konuyla ilgili noktayı koydular. Kanal İstanbul projesinin bu konuyla ilgili herhangi bir olumsuz durumu yok. Kanal İstanbul ile alakalı sorulacak her sorunun cevabı var. Çünkü projenin en başından beri bu konuyla ilişkili 30 farklı sektörden 200’ün üzerinde bilim insanı çalışmalar yaptı” ifadelerine yer verdi.
“Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu zihniyete karşı, bıkmadan aynı iradeyi göstererek bu büyük projeleri yapmaya devam edeceğiz”
Kanal İstanbul’un zemininin beton olacağı yönündeki ifadeleri cevaplayan Karaismailoğlu, “Kanalın zemini doğal taban olacak. Sadece belli bölümlere sızdırmaz taban yapacağız. Geçmişte boğaz köprüsüne karşı çıkanlar bugün Kanal İstanbul’a da karşı çıkan zihniyetti. Bugün Boğaz köprüsünden 200 bin araç, ikinci köprüden 250 bin araç, üçüncü köprüden de 100 bine yakın araç geçiyor. O köprüler yapılmasaydı İstanbul trafiğini düşünebiliyor musunuz? Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu zihniyete karşı, bıkmadan aynı iradeyi göstererek bu büyük projeleri yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Son 19 yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde tüm dünyanın gıpta ile baktığı uluslararası çapta mega projeleri Türkiye’ye kazandırdıklarını belirten Bakan Karaismailoğlu, “2002’den sonra eksiklik ortaya konuldu. Bu altyapı eksikliğinin çok kısa zamanda karşılanması gerekiyordu. Bunun planlamaları yapıldı, projeler üretildi, ülke kaynaklarını verimli kullanarak önemli işler yapıldı. Bu aşamada hayatın en yakınına dokunan karayolları ve havayollarında eksikler çok hızlı bir şekilde tamamlandı. Havayolları halkın yolu oldu. Şimdi ise demiryolu kısmındaki önceliklerimiz ön plana çıkıyor. Raylı sistemlerde çok önemli atılımlar yapıldı, yapılmaya da devam edilecek. Raylı sistemlere Denizcilikte bu noktada çok önemli bir yer arz ediyor” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin ulaştırma ve altyapı eksikliklerini hızla tamamlarken, Kamu Özel Sektör iş birliğinin önemli fayda sağladığını söyleyen Bakan Karaismailoğlu, şunları kaydetti:
“Kamu-özel sektör işbirlikleri, ekonomik büyümeyi engelleyen altyapı açığını kapatmakta yardımcı oldu. Bizler Kamu Özel sektör işbirliğini etkin olarak kullanarak piyasa belirsizleri karşısında devletimizin riskini en aza indirerek, özel sektör sermayesi ile finansman sağlayarak mega projeleri hayata geçirdik. Bugün tüm dünyanın hayranlık duyduğu; 1918 Çanakkale Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, Ankara Niğde Otoyolu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli gibi mega projeler bunlardan sadece birkaçı. Bu ve buna benzer, projeler özel sektörün dinamizmi, kamu deneyimi ve uluslararası finans kuruluşlarının mali desteğinin bir araya getirilip riskin dağıtılmasıyla kısa sürede ülkemizin ekonomisine kazandırıldı. Söz konusu yatırımların normal şartlarda tamamlanması 7-20 yıl arası bir süreyi bulurken, Kamu Özel sektör işbirliği ile 5 yıldan daha kısa sürede vatandaşımızın hizmetine sunuluyor.”