Türkiye Güney Kore’de etkili oyuncu olabilir
BURSA TİCARET VE SANAYİ ODASI (BTSO) KOORDİNATÖRLÜĞÜNDE “GÜNEY KORE PAZARI VE TİCARET İMKÂNLARI” SEMİNERİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) koordinatörlüğünde “Güney Kore Pazarı ve Ticaret İmkânları” semineri gerçekleştirildi. Seul Büyükelçisi Ersin Erçin, Bursalı firmaların Güney Kore ile tekstil, hazır giyim ve mobilya gibi sektörlerde ticaretini daha fazla geliştirebileceğini söyledi. Güney Kore piyasasındaki yüksek fiyatların Türk firmaları için avantaj olduğunu dile getiren Erçin, “Güney Kore ile ticaret yapmak isteyenler mutlaka sabırlı olmalı. Güney Koreli firmalarla kurulacak ortaklıklar pazara girişi kolaylaştırır” dedi.
Seul Büyükelçiliği ve Seul Ticaret Müşavirliği iş birliğiyle düzenlenen “Güney Kore Pazarı ve Ticaret İmkanları” programı video-konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Programda Seul Büyükelçisi Ersin Erçin ve Seul Ticaret Müşaviri Münir Oğuz, Bursa iş dünyasına Güney Kore pazarı hakkında sunum gerçekleştirdi.
BTSO Başkan Yardımcısı Cüneyt Şener, Türkiye ve Güney Kore arasındaki ticari ilişkilerin arzu edilen seviyenin altında olduğunu ifade ederek, “Ürettiği mal ve hizmeti 200 ülke ve bölgeye ihraç eden Bursa’da Güney Kore sermayeli 8 firma faaliyet gösteriyor. Güney Kore’ye ihracat yapan 214 firmamızın toplam ihracat rakamı 60 milyon dolar, Güney Kore ile dış ticaret hacmimiz ise yaklaşık 430 milyon dolar seviyesindedir. Bursa iş dünyası olarak temel hedefimiz, Güney Kore ile ülkemiz arasındaki kardeşliği ve stratejik ortaklığı daha güçlü bir ekonomik ortaklığa dönüştürmektir.” dedi.
Seul Büyükelçisi Ersin Erçin, Doğu Asya’nın Çin ve Japonya’dan sonra en büyük ekonomisine sahip ülkesi olan Güney Kore’nin Türkiye için kritik önemde bir ortak olduğunu söyledi. Türk ve Güney Kore milletleri arasında yüz yıllar süren dostluk bağlarının Kore Savaşına 21 bin 200 Türk askerinin gönderilmesiyle farklı bir boyut kazandığını ifade eden Erçin, “Güney Kore sadece yakın dost değil, ülkemizin Çin’den sonra bölgedeki en büyük ticaret ortağıdır. Türkiye ve Güney Kore, güçlü devlet mekanizması, dinamik özel sektörleriyle hızla kalkınarak dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer almayı başardılar. Güney Kore dirayetli bir ülke, kolay pes etmiyor. Beklenmedik gelişmelere rağmen başından beri pandemiye karşı başarılı bir mücadele verdi. 2021 yılına olumlu bir başlangıç yaptı. İlk çeyrekteki büyümesi yüzde 1.6’ya ulaştı.” diye konuştu.
“Yabancılara karşı güvensizlik var”
Türkiye ve Kore münasebetlerinin ticarî ve ekonomik alanda gerçek potansiyelinin çok gerisinde seyrettiğini kaydeden Erçin, şöyle konuştu: “Güney Kore tarih boyunca 900’ü aşkın işgâl ve istilaya uğraması ve Kore savaşı sonrasında yaşanan büyük yoksulluk sebebiyle yabancılara derin bir güvensizlik içinde yaklaşıyor. Bu toplumsal refleks, doğal olarak ülkenin ikili ticarî ilişkilerinde sert bir koruma kalkanı oluşturuyor. İyi hazırlık yapan batılı şirketler güzel ilişkiler sürdürebiliyor. Türkiye ve Güney Kore arasındaki ilişkileri tanımlamak için dostluk, kardeşlik ve kan kardeşliği maalesef ekonomik ve ticari ilişkilere yansımadı. 2019 yılında 886 milyon dolar olan ihracatımız, 2020 yılında 1 milyar dolara çıktı. Ancak ihracattaki sınırlı artışa karşı Güney Kore ile dış ticaret açığımız da yüksek.”
Tekstil ve mobilya vurgusu
Bursa’nın Güney Kore’de özellikle tekstil ve hazır giyim sektörlerinde ticaretini geliştirilebileceğini ifade eden Erçin, “Kore piyasasındaki yüksek fiyatlar firmalarımızın maliyet avantajları ve kapasitesi için önemli bir potansiyel. Mobilya sektörü de kayda değer bir ticaret potansiyeline sahip. Geçen yıl İnegöl’de sektör temsilcileriyle bir araya gelmiştim. Seul’e döndükten sonra Koreli firmalarla görüşmeler yaptım. Neden Türk mobilyası ithal edilmeli sorusunun cevabını ayrıntılı kavramlarla ve videolarla açıkladım. Birçok Koreli firma, Türkiye’nin mobilya ürettiğini ilk defa duydu. Ülkemizde mobilya kalitesinin ABD ve İtalya’dan geri olmadığını, hatta üstün olduğunu belirttim” dedi.
Güney Kore ile ticaret yapacak firmaların yerel ortak bulması halinde büyük avantaja sahip olacağını belirten Erçin, “Kore ile iş yapmak isteyenler Kore iş kültürünü çalışmalı ve hazırlıklı gitmeli. 3-4 günde iş yapılacak bir ülke değil. İş yapmaya başladığınızda da uzun yıllar kalabileceğiniz bir ülke. Gelir seviyesi çok yüksek. Satın alma paritesi üzerinden gelirleri 40 bin dolara yaklaşıyor. 1960 yılında yıllık kişi başı gelirleri sadece 57 dolardı. Bütün dünyayı sarsan pandemi kontrol altına alındıkça turizm ve ticari işbirliği daha da güçlenecek. Yeter ki özel sektörümüz ticari ilişkiler konusunda sorunların çözülmesi için Avrupalı şirketleri örnek alarak hazırlığını yapsın. Sabırlı bir yaklaşımla, orta ve uzun vadeli hedeflere yönelmek önemli. Güvenilir Koreli şirketlerle yakın temas ve ortaklıklar kurulabilir” şeklinde konuştu.